İlyas AKENGİN / DİYARBAKIR (AHT)

Diyarbakır'da toplanan bölgedeki 205 sivil toplum kuruluşunun temsilcileri, BDP ve DTK'ya yönelik yapılan gözaltı ve tutuklamalar, devlet ile PKK arasındaki müzakerelerin kesilmesi ve Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüştürülmemesi konularını masaya yatırmak için bir araya geldi. 205 STK adına hükümete ve devlete çağrıda bulunan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanvekili Diyadin Gezer, "Yaşanan çatışmalı ortamın demokratik zemini ve müzakere süreçlerini ortadan kaldırması sonucu biz bölge sivil toplum örgütleri büyük bir kaygı ve endişe duymaktayız. Bu kaygı 1990'lara dönme endişe ve kaygısıdır" dedi.

Diyarbakır'da, aralarında Baro, Güneydoğa Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD), Ticaret ve Sanayi Odası ve Tabipler Odası'nın bulunduğu sivil toplum kuruluşlarının çağrısı üzerine bölgede bulunan 205'e yakın sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katılımı ile "Kürt Meselesinin Demokratik Çözümü İçin Sözümüz Var Çalıştayı" düzenlendi. Bölgede 760 sivil toplum kuruluşunun katılımının hedeflendiği çalıştaya yaklaşık 205 sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Sümer Park resepsiyon salonunda yapılan çalıştaya Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, GÜNSİAD Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı Şemsettin Koç ile bölgenin önde gelen din adamları ve STK temsilcileri katıldı.

"TUTUKLAMALAR BARIŞ SÜRECİNİ OLANAKSIZ KILIYOR"
Yaklaşık 205 sivil toplum kuruluşu adına çalıştayın açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanvekili Diyadin Gezer, BDP ve DTK'ya yönelik son dönemlerde artan gözaltı ve tutuklamalara tepki göstererek, "Bu durum Kürt meselesinde önemli kırılmalardan birine yol açmıştır. Kürt siyasetçilerine, STK'lara ve onun demokratik platformu olan DTK'ya yönelik hedef gösteren illegalize eden tehditvari açıklamalar sonucu gelişen baskı, gözaltı, tutuklamalar, demokratik eylem ve etkinliklere polisin şiddetle müdahalesi ve engellemesi demokratik zemini giderek daraltmakta ve hatta kaybolma tehlikesini de beraberinde getirmektedir. 12 Haziran seçimleri öncesi önemli ölçüde yaşanan çatışmasızlık ortamı ve bunun olanaklı kıldığı diyalog ve müzakere sürecini hep birlikte gördük. Ancak seçimden hemen sonra müzakerelerin kesilmesi ve sonrasında sürecin önemli aktörü olan Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit ve izolasyon sınır içi ve sınır ötesi askeri operasyonlar, bununla eş zamanlı olarak yaygın gözaltı ve tutuklamaların yaşanması, barış sürecinin gelişmesini olanaksız kılmaktadır" dedi.

"MÜZAKERELERİN KESİLMESİ ÇATIŞMALI DÖNEME YOL AÇAR"
Devlete ve hükümete çağrıda bulunan Gezer, "Bu gelişmeler ile birlikte yaşanan çatışmalı ortamın demokratik zemini ve müzakere süreçlerinin ortadan kaldırılması biz bölge sivil toplum örgütlerini endişelendirmekte ve kaygılandırmaktadır. Bu kaygı 1990'lara dönme endişe ve kaygısıdır. Meşru olağanmış gibi gösterilen gözaltı ve tutuklamalar demokratik zemini tahrip etmekte, müzakere ve görüşmelerin kesilmesi ise yaygın çatışmalı bir dönemin yaşanmasına yol açmaktadır. Denenmiş geçmişin tekrarı çözüm getirmeyen, bu ülkeye kaybettiren güvenlik eksenli politikalardaki ısrar Kürt meselesini çözmediği gibi sorunu derinleştirmekte, birlikte yaşam duygularını zayıflatmakta ve acılarımızı büyütmektedir. Yarın geç olmadan, acılar büyümeden demokrasiden, insan hakları ve özgürlüklerden yana olan bölge sivil toplum örgütleri olarak sözün bitmediğini, Kürt meselesinin demokratik çözümü için sözümüzün var olduğunu ifade etmek için çalıştayımızı gerçekleştireceğiz. Sorunların çözüm yolu muhataplarıyla diyalog ve müzakereden, barıştan, demokrasiden ve özgürlüklerden geçer" dedi.

Basına kapalı devam eden çalıştayda alınan kararlar basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanacak.