Güngör KARAKUŞ - Ahmet YUKUŞ / AHT - AA
Van'ın Erciş ilçesi depremden iki gün sonra mucize kurtuluşlara sahne oldu. Misafirliğe geldikleri 5 katlı evin enkazı altında kalan 16 günlük Azra bebek, depremden 47 saat sonra, annesi ve babaannesi ise 50 saat sonra kurtarıldı.
Sivas'ta yaşayan Sinan ve Semiha Karaduman çiftinin 9 Ekim'de prematüre olarak dünyaya gelen kızları Azra, burada tedaviye alındı. Ancak Van'ın Erciş ilçesinde görev yapan çocuk hastalıkları uzmanı olan dede Ahmet Karaduman, 2 kilo 300 gram olarak dünyaya gelen torununun sağlığıyla kendisinin daha iyi ilgileneceğini belirtip, oğluyla gelinini yanına çağırdı. Bir süre önce ilçeye gelen Azra bebek ve ailesi, depreme Vanyolu Caddesi üzerinde bulunan dedesinin 5 katlı binanın ikinci katındaki evinde yakalandı. Bina yıkılırken, doktor Ahmet Karaduman ilk anda yıkılan kolonun savurması sonucu dışarı fırladı. Sinan, eşi Semiha, kızı Azra ve annesi Gülsaadet Karaduman ise enkaz altında kaldı. Enkazda kurtarma çalışması yapan aralarında Jandarma Arama Kurtarma Timi ve Sivil Savunma'nın bulunduğu ekipler, yaptıkları dinlemede enkazda canlı olduğunu saptadı. Zamana karşı yapılan titiz çalışmanın ardından ilk olarak kanepelerin arkasında tavan ile taban arasında oluşan yaşam alanından henüz 14 günlük olan Azra Karaduman, depremden 47 saat sonra kurtarıldı. Annesi Semiha Karaduman kızından yaklaşık 3 saat sonra çıkarılırken, ondan 15 dakika sonra da babaanne Gülsaadet Karaduman enkazdan sağ olarak kurtarıldı. Kurtarma çalışmalarını izleyen vatandaşlar, minik bebek ile annesi ve babaannesini kurtaran ekipleri alkışladı.
Azra bebeği muayene eden doktorlar, "Bebeğin genel durumu iyi. 48 saat besin almaması halinde bilimsel olarak çocuğun yaşamaması gerekiyor. Kurtarma ekibiyle görüştük. Bebek annenin kucağındaydı. Büyük olasılıkla anne sıvı vermiş, süt vermiş çocuğa. Çocuğun genel durumu iyi gözüküyor" dedi.
Minik bebeği kurtaran İzmir Sivil Savunma ekibinden Kadir Direk, "Çocuk, annenin kucağındaydı. Anne ile konuştuk. Anneden bebeği alacağımız kadar yer vardı. Bebeği aldık. Anne ve yanındaki kayınvalidesine oksijen takviyesi yaptık. Çok mutluyum" dedi.
Erciş İlçe Spor Salonundaki sahra hastanesinde ilk müdahalesi yapılan, serum takviyesi yapılan, biberonla süt verilen Azra bebek, buradan özel kuvöze konulup hava ambulansıyla Ankara'ya götürüldü. Bebeğin annesi Ankara'ya; babaannesi ise Van'a sevk edildi.
Enkazda çalışma sürerken minik bebeğin babası Sinan Karaduman'dan ses alınamadığı belirtildi.
ANNE KARADUMAN KONUŞTU
Van'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından 2 gün sonra enkazdan sağ kurtarılan 14 günlük ''Azra bebeğin'' annesi Semiha Karaduman, yaşadıklarını Anadolu Ajansı'na anlattı.
Azra bebeğin kurtarılmasından kısa süre sonra annesi Semiha Karaduman da, enkazdan yaralı kurtarılarak tedavi altına alındı ve helikopterle Van'a getirildi. Sağlık Bakanlığı'na ait ''hava ambulans uçağa'' alınan anne ve bebeği, saat 18.00'de Van'dan Ankara'ya hareket etti.
Azra bebek Ankara'ya getirildi
Uçakta Dr. Abdülkerim Özbay ve yardımcı sağlık personeli Emine Eller tarafından yol boyunca kontrol altında tutulan anne Karaduman, gözlerini 14 günlük yavrusu ''Azra''dan ayırmadı. Karaduman, minik Azra'nın sağlık durumunu da sık sık doktor ve sağlık görevlisine sormayı ihmal etmedi.
Uçakta AA muhabirine depremi ve enkaz altında yaşadığı ''umut dolu'' saatleri anlatan Semiha Karaduman, 2 yıl önce evlendiği eşi ile Sivas'ta yaşadığını ve depremden yaklaşık bir ay önce Erciş ilçesinde oturan kayınpederi ve kayınvalidesini ziyarete gittiklerini söyledi.
Erciş'e geldiklerinde doğumun yakın olduğunu anlatan Karaduman, doktorların ''29 Ekimde doğacak'' dediği bebeğinin, erken doğumla 10 Ekimde dünyaya geldiğini ifade ederek, bebeğe ''Azra'' adını verdiklerini anlattı.
Anne Karaduman, bebeğin bakımı için kayınvalidesinin yanında kalmaya karar verdiklerini ve 23 Ekimde eşi, kayınpederi ve kayınvalidesi ile evde bulundukları sırada depreme yakalandıklarını belirtti.
Anne Semiha Karaduman, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sivas'ta yaşıyorduk ve kayınpederim doktor olduğu için Erciş'te doğum yapmamı istedi. Biz de Erciş'e gittik. Bir süre sonra bebeğim doktorların belirlediği tarihten erken dünyaya geldi. İyi ki erken dünyaya gelmiş. Eğer doktorların belirlediği tarihte doğacak olsaydı deprem sırasında karnımda olacaktı ve enkaz altında hem benim, hem de bebeğim için daha büyük sıkıntı olacaktı. Çünkü iki hafta öncesine kadar yeme ve içmede sıkıntı çekiyordum. Azra dünyaya erken geldiği için sağlık sorunlarım da azaldı ve enkaz altında iki gün süresince dayanabildik.''
Deprem olduğu sırada ''Azra''nın kucağında olduğunu ve bu şekilde enkaz altında kaldıklarını belirten Karaduman, ''Azra''yı enkaz altında kaldığı 2 gün boyunca kucağından bırakmadığını, kayınvalidesi Gülsade Karaduman ile hayatta kalmasını sağlamak için büyük mücadele verdiğini söyledi.
Semiha Karaduman, enkaz altında bulundukları ilk gün Azra'yı emzirdiğini ve sütü ile beslediğini dile getirerek, ''Enkaz altında hiçbir şey yiyemediğimiz için sütüm de kurudu. Sütüm kuruyunca bebeğimi tükürüğümle besledim. Çünkü açtı ve ateşi çıkmıştı. Biz açlığa dayanabiliyorduk, fakat onun öyle bir durumu yoktu. Bundan dolayı da onu tükürüğümle hayatta tutmaya çalıştım'' dedi.
Enkazda çalışma yapıldıkça bulundukları alanın daraldığını ve çıkarılacakları dakikalarda kayınvalidesinin de üzerinde bulunduğunu ifade eden Karaduman, şöyle konuştu:
''Annem üzerimde olduğu için rahat hareket edemez olmuştum ve vücudumda da ezikler vardı. Annemin ayağının üzerinde yığınlar vardı, ben de artık hareket edemiyordum. Azra da artık huysuzlaşmış ve sürekli ağlıyordu. Fakat yukarılarda çalışma olduğu halde, kimseler sesimizi duymuyordu. Sonunda bende de dayanacak güç kalmamıştı. Azra da son saatlerde uyumaya başladı. Susuzluktan iyice kırılmıştık ve aklıma tek gelen şey su içmek ve mandalina yiyebilmekti. Kurtulacağımızdan ümidi kestiğimiz anda küçük bir delikten ışık gördüm ve ışığın geldiği delik büyüdükçe artık kurtulacağımız yönünde umudum arttı. Güneşi gördüğüm andan itibaren de Allah'a şükürler ettim.''