AKP paketini desteklemeyen BDP'yi vicdansızlıkla suçlayanlar, DTP kapatıldığında ve iki bine yakın Kürt siyasetçi tutuklandığında hükümetin AKP olduğunu unutuyor
AKP KUYRUKÇULUĞU YAPILIYOR
Parti kapatmalarla ilgili 8'inci madde oylamasında 330'un altında kalınması üzerine kıyametler koparılıyor. AKP'nin anayasa paketini desteklemedi diye BDP, Ergenekoncularla aynı kefeye konuluyor, vicdansızlıkla suçlanıyor. BDP'nin diyaloğa açık, yapıcı önerilerine tüm kapıları kapatan hükümetin tavrı ise görülmezden geliniyor.
'BİR SİNYAL' BİLE VERİLMEDİ
Destek şartını 'seçim barajının düşürülmesi' ve 'TMK'nin değiştirilmesi'ne bağlayan BDP'ye, AKP'lilerin yanıtı 'zamanı değil' oldu. Pes etmeyen BDP, paket sonrası için 'söz' istedi. Hükümet 'bir sinyal' bile vermedi. 8. maddenin 'AKP kapatılmasın, ama BDP kapatılabilir!' mantığı taşıdığı da hep perdelendi.
VİCDANSIZLAR KOROSU
AKP'nin anayasa paketinde parti kapatmalarla ilgili 8'inci madde, oylamada 330'un altında kalınca düştü. Bunun üzerine en çok da AKP kuyrukçuluğuna soyunan liberal ve sözde demokrat çevrelerden eleştiriler yükseldi. Eleştiriler, doğrudan BDP'yi hedef aldı. Söz konusu maddeyle parti kapatmanın zorlaştırıldığı, buna en çok da her partileri kapatılan BDP'lilerin ihtiyaç duyduğu ileri sürüldü ve BDP'nin söz konusu maddeyle ilgili oylamaya katılmayarak Ergenekoncularla aynı çizgide yer aldığı ve vicdansızlık yaptığı iddia edildi.
Son derece haksız, seviyesiz ve vicdansız olan bu eleştiri sahipleri öteden beri gerçekleri görmek istemiyorlar. Öncelikle bunu belirttikten sonra nedenlerini de izah edelim.
1 - Anayasa paketiyle ilgili süreci yakından takip edenler, BDP'nin başından beri diyaloga açık olduğunu ve yapıcı bir muhalefet izleyeceğini açıkladığını, tutumunun da bu yönde olduğunu rahatlıkla göreceklerdir.
2 - BDP pakete destek şartını, yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesine ve Terörle Mücadele Yasası'nda değişikliklerin yapılmasına bağladı. Yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesine AKP'lilerin yanıtı 'Zamanı değil' oldu. Yani dünyada eşi benzeri olmayan bu son derece anti-demokratik maddeyi savunan AKP oldu. İkincisi, sıkı yönetim dönemlerinde uygulanan yasalardan bile daha anti - demokratik olan Terörle Mücadele Yasası'nı çıkaran da AKP hükümetidir. Tek bir örnek bile bu yasanın nasıl bir şey olduğunun anlaşılması için yeterli. Kamuoyunun vicdanını kanatan yüzlerce çocuğun tutuklu olması bu yasadan dolayıdır. Ancak AKP hükümeti bırakın değişikliği, teklifini bile kabul etmedi.
3 - Bu iki mütevazı teklifine olumsuz yanıt alan BDP yine de pes etmedi ve bu kez paket geçtikten sonra en azından bu iki konuda değişiklik yapacağına dair hükümetten 'bir sinyal' istedi. Hükümet seçim barajı ve TMY'de değişikliği yapmadığı gibi, 'bir sinyal' bile vermedi.
4 - Bu tutumlarıyla BDP mi demokrasi karşıtı oluyor, yoksa hükümet mi? BDP hükümetin bütün olumsuz yaklaşımlarına karşılık, 'Belki hükümet biraz duyarlı davranabilir' diye ilk turda parti kapatmalarla ilgili 8. maddenin geçmesi için destek verdi. Ancak hükümet hiç de duyarlı olmadığı gibi AKP'nin Sözcüsü Hüseyin Çelik, bu destekten hemen sonra BDP'lileri vicdansızlıkla suçlayan Taraf Gazetesi'ne verdiği röportajda, BDP'nin desteğini inkar etti ve 'BDP bize tam destek vermek zorundadır, yoksa Ergenekoncudur' anlamında sözler sarf etti. Acaba kim vicdansız?
5 - BDP'nin ilk turda desteklediği maddenin ikinci turda düşmesinin esas sorumlusu ise AKP'nin milliyetçileridir. Bu milliyetçiler destek vermedikleri için söz konusu madde düştü, ama BDP'yi vicdansızlıkla suçlayanlar ne hikmetse bunları görmüyor ve AKP'nin milliyetçiliğini eleştirmiyorlar. Kolay yoldan ve Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana Kürtlere reva görülen muamelede olduğu gibi 'Vurun abalıya' misali BDP'ye yükleniyorlar.
6 - Söz konusu maddeye bakıldığında da kimin demokrat olduğu ortaya çıkıyor. Söz konusu maddenin partileri kapatmayı zorlaştırdığı ileri sürülüyor. Oysa gerçek çok farklı. Gerçek şu; değiştirilmesi öngörülen iki madde Anayasa'nın 68. ve 69. maddeleri. 68. madde partilerin kapatılmasıyla ilgili gerekçeleri içeriyor, 69. madde ise kapatma yetkisinin verildiği merciyi belirliyor. Peki, hükümet nasıl bir değişiklik yaptı? AKP, 68. maddede kendisinin kapatılması için gerekçe gösterilen ve daha çok 'irticai' eylemlerle ilgili olan kısımları çıkardı, tabi ki, çıkarmalıdır. Ancak aynı duyarlılığı BDP ve takip ettiği gelenekteki partilerin kapatılması için ileri sürülen gerekçeler karşısında da göstermeliydi. Bunu yapmadığı gibi, 'bölücülük' hususunu daha belirgin bir şekilde yeni anayasa paketine koydu. Yaptığı değişiklik 'kendine demokratlığın' açık göstergesi oldu; AKP kapatılmasın, ama BDP kapatılabilir!
7 - 69. maddedeki değişiklik ise şu; parti kapatma yetkisi Anayasa Mahkemesi'den alınıyor ve Meclis'te kurulacak bir komisyona veriliyor. Bu durumda AKP ile MHP ve CHP, zaten BDP'nin kapatılmasını savunuyorlar; BDP'nin kaderi Anayasa Mahkemesi'nin elinden alınıyor, AKP, MHP ve CHP'nin eline veriliyor.
8 - Bu iki maddedeki değişiklikten sonra sizce sonuç ne olabilir? Bizce hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü 'bölücülüğü' daha belirgin bir şekilde yeni pakete koyan ve daha 6 ay önce DTP kapatıldığında 'Onlar da kapatılmak için ellerinden geleni yaptılar, Anayasa Mahkemesi ne yapsın ki' diyen bir AKP var karşımızda.
9 - Demokratlığının sınırları bu kadar olan AKP hükümeti, aynı zamanda 6 ay önce DTP'nin kapatılmasından doğrudan sorumlu olan siyasi iradedir. Çünkü bu ülkenin hükümeti AKP'dir. AKP aynı zamanda son bir yılda 2 bine yakın Kürt siyasetçisini cezaevine koymaktan da sorumludur. Üstelik, her defasından halkın iradesinin üstünlüğünden söz eden hükümet, söz konusu BDP olunca, iradesine önem verdiğini ileri sürdüğü halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarını içeri tıkamaktan da geri durmadı.
10 - Şimdi BDP'yi vicdansızlıkla suçlayanlara soruyoruz: Haksız ve seviyesiz eleştiriler yaparken bütün bunları göz önünde bulunduruyor musunuz? Bu tabloya bakıp gerçekten elinizi vicdanınıza koyarak kimin vicdansız olduğunu bir kez daha düşünün. Tabi eğer gerçekten 'kuyrukçu' değilseniz ve vicdanını cüzdanına değişmeyenlerdenseniz...
11 - Yıllardan beri Türk ırkçlığının etkisiyle Kürtlere reva gördüğünüz bu 'Geri kalmış ve en fazla kuyrukçu olabilir' muamelesinden vazgeçin. Unutmayın, bu gün Kürt sorunu olarak tartışılan sorunun nedeni de bu yaklaşımdır. AKP'ye destek vermedi diye BDP'yi Ergenekonculukla suçlayanlar ve kendilerine demokrat diyenler, Ergenekoncuların yıllardan beri dayattığı çözümsüzlüğe asıl bu tutumlarıyla destek oluyorlar. Acaba farkındalar mı?
Abdülselam GÜLSEVDİ
7 Mayıs tarihli Günlük gazetesinden alınmıştır