Omaro ve Çevresi:
31 NUMARALI REKLAM ALANI
Pismam Sersale te piroz be

Tam da gecenin ortasına denk düşüyor günün tarihi 31 Aralık.. Bugün Yılbaşı..

Son bir kaç yıldır kayda değer bir yılbaşı gecesi yaşamamış olan birinin bir yılbaşı yazısı yazması ne kadar anlaşılır bir durumdur ,bilemiyorum.Ama yine de birşeyler  yazmalıyım, yazı yazmayı okadar çok özledim ki..Laf özlemek kelimesine kapı aralarken , herşeyi ne kadar da özlediğim geldi aklıma.

Ailemi,dostlarımı,arkadaşlarımı,şiirleri,gazetelerdeki köşe yazılarını,cam bardakta çay içmeyi..Hepsini de özlemişim ah bir bilseniz!!!

Onlardan ayrı geçen her an, eski zamanlardan kalan bir zehir ilave ediyor damarlarıma..Nefessiz bir yaşama soluklanıyorum..
  Galiba Ahmed ARİF’e prangalar eskiten hasret de bu olsa gerek..

Ama bu derin özlemin en doruğunda biri var ki..Onun hasreti bir ayrı telden çalıyor bu gece soğuk Asker Koğuşumdan. Ne kadarda zavallı bırakıyor bu hasret beni !!!

bukalpseniunuturmurt1

Bu asi hasretin sahibi benim baba emanetim,emekçi annem. Üçüncü haftasına girdi ayrılığımız. Arada arıyorum,sesim titriyor, konuşamıyorum. Fazla belli etmesemde yine de anlıyor.Anne yüreği bu ,Süphan Dağından daha yüce,Dersimden daha kırılgan..Sarıp sarıp yaralarını sesimi bastırıyor ve başkaldırırcasına:

-‘İyim ‘ diyor kapatıyor telefonu...

Duydum ki geçen gün helva  yapmış,okuldan dönen çocuklara yedirmiş.Oysa söylemez bana babamın 4.yıl anısına dağıtmış.Kocasını,diğer yarısını yad etmiş. Babam anneme ‘ sen benim diğer yarımsın derdi’. Bu gece annem gibi ,babam gibi sarılıyorum bu cümleye..

Buraya geldiğimden beri başucumdan ayırmadığım Can Yücel’in kitabından bir şiir:

Hayatta ben en çok babamı sevdim’....

Her gece aralıksız soluksuz okuyorum.Zindanına çekiyor beni,yaşam sevinçlerimi törpülüyor. Her okuyuşumda;

Çığlığını yitirmiş bir kız çocuğu kesiliyorum/kimseler duymuyor beni/ve yahut tek oyuncağını yitirmiş bir yetim çocuğu/kimseler ikinci bir oyuncak almıyor...

Bir hüzün işçisinin yılbaşı yazısı bu olur diyebilirsiniz.Haklısınız.Ama dedim kayda değer bir yılbaşı anım olmadı.Bu yazı bir gazete kağıda çıksa,anca fakir bir evde sofra altı olur..Başka da bir şey olmaz..

31 Aralık 2010 gecesi itibariyle,yani bu yazı yazılırken dışarda neler oluyor bilemiyorum. Benim 74 nolu yatağımın yanıbaşında asker arkadaşlar toplanmış.Onlarda biliyorum sevdiklerinden ayrı benim gibi..İçli içli türkü söylüyorlar.Aralarında mey çalan bir arkadaşta var.Şuan meyle çalına türkü Şivandan:

Di dinê de sê tişt hene pir xweş in
Yek jê dayik, yek jê bav e
Yek yar e lê lê, yek yar e canê, yek yar e

Benim bu şehirde ne babam var,ne annem ne de sevdiğim. Aklıma yine şair dizeleri takılıyor.Sevgili Dr.Mem Xelikanın şu dizeleri:

Were
agireki bidim te
vi bajari ji jor u jér de bişewitine
bajaré ku keseki min té tune...

Herkesimden, herşeyimden uzakta bu yılbaşı da böyle geçer. Tarih not düşsün..

Arkadaşlarımdan Bingöllü Ahmet geliyor yatağımın başına

-Pismam Sersale te piroz be..diyor..

Bu arada meyde çalınan türkü :

Derdim çoktur hangisine yanayım....

Mutlu yıllar... Sersale  piroz be!!!

Sinan ŞAHİN 31 Aralık 2010

Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

Hasip Kaplan Tavsancalida Halka Seslendi
BDP milletvekilinin Tavsancali ve çevresi ile buluşması ve halka seslenişi ...

Haberi Oku