TBMM Adalet Komisyonu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye iade edilen şike, spor alanlarına yasak madde sokma, hakaret içeren tezahüratta bulunma cezalarında indirim öngören kanunu aynen kabul etti.
AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya başkanlığında toplanan komisyon, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'u görüştü.
Kanun, müzakerelerin ardından komisyonda aynen kabul edildi.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, şike cezalarında indirim öngören yasanın yarın TBMM Genel Kurulu'nda, bütçeden sonra görüşüleceğini açıkladı.
YASADA NELER VAR?
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'a göre, birçok cezada indirime gidiliyor.
Bir spor karşılaşmasının sonucunu etkilemek için bir başkasına kazanç veya başka menfaat sağlayan kişiye verilen hapis cezası indiriliyor. Bu kişilere verilen hapis cezasında 12 yıla kadar olan üst sınır 3 yıl, 5 yıl olan alt sınır da 1 yıl olarak uygulanacak.
Suçu, federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri; teknik, idari yöneticileri, kulüplerin, sporcuların menajer veya temsilciliğini yapan kişiler işlerse ceza yarı oranında artırılacak.
Şike ve teşvik primi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecek; verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek ve ertelenemeyecek.
Bu suçların, değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi halinde, bunlardan en ağır cezayı gerektiren fiilden dolayı verilecek ceza, 4'te 1'den 4'te 3'üne kadar artırılarak tek ceza olarak uygulanacak.
Bu suçlardan cezaya mahkum olan kişi; ayrıca TCK'nın 53. maddesi hükümlerine göre, spor kulüpleri ve federasyonların, bünyesinde sportif faaliyetler yapılan tüzel kişilerin yönetim ve denetim organlarında görev yapamayacak. Böylece, spor federasyonları ve kulüplerinin başkan ve üyelerinin, soruşturma sonucunda açılacak davada beraat etmeleri halinde, yargı yönünden görevlerine devam etmelerinin önünde bir engel kalmayacak.
SPOR ALANLARINA YASAK MADDE SOKANLAR
Spor alanlarına yasak madde sokulması ve müsabaka düzeninin bozulmasına ilişkin cezalar da indiriliyor.
Buna göre, bulundurulması suç oluşturmamakla beraber yasak kapsamına giren alet veya maddeleri spor alanlarına sokan kişiye 3 aydan 1 yıla kadar verilen hapis cezası, 1 yıla kadar hapis şeklinde uygulanacak.
Spor alanlarına, bulundurulması yasak olmamakla beraber kesici, ezici, bereleyici, delici aletler ile patlayıcı, parlayıcı, yanıcı, yakıcı maddeleri seyircilere sağlamak amacıyla spor alanına sokan, spor alanında seyircilere sağlayan kişi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis yerine, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası alacak.
Bu alet veya maddeleri spor alanında kullanan kişi, bu suretle müsabaka düzeninin bozulması halinde, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası yerine, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.
HAKARET İÇEREN TEZAHÜRAT
Kanun, hakaret içeren tezahüratta bulunanlara da hapis cezası indirimi getiriyor; hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan 1 yıla düşürülüyor.
Spor alanlarında veya çevresinde, toplum kesimlerini din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet, mezhep farkı gözeterek hakaret oluşturan söz ve davranışlarda bulunan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç işlemezse 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası yerine, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası alacak.
Spor karşılaşmalarına seyirci olarak katılmaktan yasaklanan kişi, bileti olmadan spor alanlarına girerse hapis cezasına değil, adli para cezasına çarptırılacak. Adli para cezası da 50 günden az olamayacak.
MAHKEMELER DEĞİŞECEK
Yetkisiz olarak müsabaka alanına, soyunma odalarına, koridorlarına, sporcu çıkış tünellerine giren kişiye verilen ceza da indiriliyor. Mevcut düzenlemede 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilirken, bu ceza 20 günden az olmamak üzere adli para cezasına dönüştürülüyor. Bu durumun, müsabakanın seyrini veya güvenliğini bozması halinde, bu kişiye 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası yerine, 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Bu düzenleme kapsamına giren suçlardan dolayı yargılama yapmaya, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun ihtisas mahkemesi olarak görevlendireceği, asliye veya ağır ceza mahkemeleri yerine sulh ve asliye mahkemeleri yetkili olacak.
KOMİSYON'DA NELER KONUŞULDU?
Komisyondaki görüşmelerde söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan, ''Bırakın Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı, bundan 2 yıl sonra Çorum'un, Siirt Köy Hizmetleri'nin bir sıkıntısı olsa aynı düzenleme gene yapılır. Aziz Yıldırım'ın buna muhatap olması beni ilgilendirmiyor'' dedi.
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Cumhurbaşkanı Gül'ün kanunu, kişiye özel olduğu gerekçesiyle iade ettiğini belirterek, ''Ancak Sayın Cumhurbaşkanı geçmişte, kişiye özel pek çok yasayı gözünü kırpmadan onayladı'' diye konuştu.
Yasanın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlandığı bir dönemde gündeme geldiğini öne süren Öztürk ''Bu kanun kişiye özel bir düzenleme değil. Bu yasanın eksiklikleri vardır ancak çıkması da gerekir'' dedi.
Gül'ün veto gerekçelerinin hiçbirisine katılmadıklarını ifade eden Öztürk, yasanın aynen Meclis'ten geçirilmesini istediklerini bildirdi.
AYNI DUYARLILIK MUHALİFLERE GÖSTERİLMİYOR
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Gül'ün, çok daha ciddi sonuçlar doğurabilecek yasalar ve ulusal güvenlikle ilgili yasaları onaylarken, bu yasayı kişiye özel gerekçesiyle veto etmesini anlayamadıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül'ün iade gerekçeleri hakkında görüşlerini açıklayan Tezcan, ''2 bin-bin 500 günden beri tutuklu olanlar var. Bir soruşturma iktidara uzandığı zaman 3 ayda tahliyeler oluyor ama aynı duyarlılık muhalif olanlara gösterilmiyor'' iddiasında bulundu.
Tezcan, yasanın eski haliyle kalması halinde ceza adaletinin sağlanamayacağını belirterek, Gül'ün iade gerekçesinde, ''yasanın görülmekte olan bir davayı etkileyebileceğini belirttiğini'' kaydetti. Tezcan, yapılacak yeni bir düzenlemenin görülmekte olan bir davayı etkilemesinin normal olduğunu savundu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın tekzip etmediği, ''Sıkıysa Meclis bunu olduğu gibi göndersin'' sözlerinin basında yer aldığını anımsatan Tezcan, ''Bu, Meclis'e ciddi bir ithamdır'' dedi.
MECLİS'İ TATİL EDELİM
MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak ''Süren bir davayı etkileyecek diye yasa yapamayacaksak Meclis'i tatil edelim'' diye konuştu.
Yasanın veto edilmesiyle siyasi bir manevra alanı yaratılmaya çalışıldığını iddia eden Uzunırmak, ''Süper Lig'de oynayan bir futbolcu 1 milyon dolara imza atıyor. Bir teknik direktör de 3-4 milyon dolar para alıyor. Yılda 3 milyon dolar alan bir adam, herhalde Sivas maçındaki 50 bin dolarlık bir şikeye karışmak gibi bir akılsızlığa girmez'' görüşünü dile getirdi.
''Sporu, spor yönetmeli, sporu adliye yönetmemeli'' diyen Uzunırmak, spor mahkemelerinin faaliyete geçmesi gerektiğini söyledi.
Ali Uzunırmak'ın "Bu, benim babamın miras davası değil. Bu konu Meclis'i ilgilendiriyor" sözleri üzerine AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ''Buradan değil, basından konuşun'' dedi.
BU MU KİŞİYE ÖZEL OLUYOR
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk de Cumhurbaşkanı Gül'ün ''Bazı AK Parti'li belediye başkanlarını kurtaran, görevi kötüye kullananların cezasının alt sınırını düşüren yasayı onayladığını'' ancak bu yasayı kişiye özel gerekçesiyle onaylamadığını söyledi.
Köktürk, ''O yasa kişiye özel olmuyor da bu yasa mı kişiye özel oluyor? O zaman kamu vicdanı yoktu da şimdi mi var?'' diye sordu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Bülent Turan, Cumhurbaşkanı Gül'ün yasa ile ilgili takdirini saygıyla karşıladıklarını söyledi.
Bu yasanın birileri için çıkarıldığını düşünenlerin yanılgı içerisinde olduğunu ifade eden Turan, ''Ben ne Fenerbahçeli'yim ne de iddianamede adı geçenlerin avukatıyım. Fakat Allah'tan korkan bir insanım. Maktulün kafasını testere ile kesen insanlara 24 sene verilen bir ülkede, rüşvet alan kamu görevlisine 2 yıl verilen bir ülkede, yüzyıllarca ifade edilen bir cezanın gündem olmasını anlayamıyorum'' dedi.
Turan ''Hatamızı gördüğümüz için bunu düzeltmeye çalışıyoruz. İddianamede geçen suçlar... Bırakın Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı, bundan 2 yıl sonra Çorum'un, Siirt Köy Hizmetleri'nin bir sıkıntısı olsa aynı düzenleme gene yapılır. Kişiye özel bir düzenleme değil. Adalet doğru olur, duygusal bakılmaz. Aziz Yıldırım'ın buna muhatap olması beni ilgilendirmiyor'' diye konuştu.
''Şikeden korkacak bir Meclis olsa, 2004'te yasayı çıkarmazdı'' diyen Bülent Turan, yasadaki düzenlemenin af olmadığını, affın cezasızlık anlamına geleceğini, ancak burada suçlara ceza verildiğini söyledi.
BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak da yasanın kişiye özel olacağı yönündeki endişelerinin Cumhurbaşkanı Gül'ün iade gerekçelerinde de yer aldığını hatırlattı.
''Uzun tutukluluğa yönelik konular beklerken, 5 ay önce çıkan bir yasayı değiştirmek doğru olmamıştır'' diyen Bozlak, yasanın değişmesi için sayılı zenginlerin Meclise gelerek kulis yaptığını iddia etti. Bozlak, yasada yapılacak değişiklikliğin etik olmayacağını savundu.
ŞİKEYİ ÖNLEME İÇİN ÇABA YOK
MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan, Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen yasanın geldiği gibi komisyondan geçmesini isteyerek, ''Cumhurbaşkanının bu yasayı veto etme sebebi, Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekillerinin baskısıdır'' iddiasında bulundu.
AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, Cumhurbaşkanının yasayı veto etme gerekçelerinin doğru olmadığına değinerek, ''Bu nedenle bu yasanın komisyondan geldiği şekliyle geçmesi gerekiyor. Yasayı kısmen veto etseydi daha doğru olurdu'' şeklinde konuştu.
MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, ''Şike tespit ediliyor, ama önlemek için bir çaba yok. Hakim kürsüden 'biz son 5 maçın sonucunu biliyorduk' diyor. Biliyor da müdahale için neden son maça kadar bekliyorlar? Milyonlarca taraftarı olan bir kulübün başkanı içeri atılıyor ve aylarca yatıyor, bir başka başkan için çok daha ayrıcalıklı davranılıyor. Bu durum insana, 'bir kulübün başkanına yönelik bir harekat mıdır diye düşündürüyor'' diye konuştu.
CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan da Cumhurbaşkanının bu yasanın vetosunda gösterdiği duyarlılığı, diğer uygulamalarda da göstermesi gerektiğini ifade ederek, ''Bu yasayı bizim önümüze bir lobi getirdi. Bir başka lobi bu yasayı Cumhurbaşkanına veto ettirdi. Biz tüm yasal düzenlemelerde vicdanın egemen olduğu adil bir yargılama olmasını istiyoruz'' dedi.
SUAT KILIÇ: MECLİS'İ KİMSE TESİR ALTINA ALAMAZ
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, şike cezalarında indirim öngören kanun ile ilgili olarak ''Bu Meclis'i, hiçbir lobinin ya da bir karşı lobinin veya herhangi bir mafyavari bir girişimin tesiri altına alabilmesi mümkün olmayacaktır'' dedi.
Kılıç, Cumhurbaşkanı'nca bir kez daha görüşülmek üzere TBMM'ye iade edilen Kanun'un, TBMM Adalet Komisyonunda aynen kabul edilmesinin ardından yaptığı konuşmada, müzakerelerde iki konunun fazlaca gündemde tutulduğunu söyledi.
Bunlardan birisinin Cumhurbaşkanlığı meselesi olduğunu belirten Kılıç, ''Evvela şunu söylemek isterim: Cumhurbaşkanının burada müdafi yok, kendisi burada değil. Kendisini savunmak üzere burada özel bir temsilcisi de bulunmuyor. Yaptığım görev gereği, Sayın Cumhurbaşkanının müdafi elbette ben de değilim. Ama Sayın Cumhurbaşkanına atfen ifade edilen cümleleri çok kabul edilir de bulmadım'' dedi.
Bakan Kılıç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasayı veto etmesinin başlı başına bir konu olduğunu ifade ederek, ''Genel Kuruldan çıkan işi beğenmediği ve Anayasal noktalarda endişelerini içeren bir eleştiridir. Doğaldır ki komisyon, kendi yaptığı işin arkasında duracaksa bu eleştiriye karşı kendi eleştirilerini Genel Kurulda ortaya koyacaktır. Bu son derece normal ama bunu yaparken Sayın Cumhurbaşkanının evvelki işlemle ilgili kararını mevzubahis etmek de normaldir. Bunu söz konusu ederken Cumhurbaşkanı hakkında kırıcı, incitici kabul edilmesi pek mümkün olmayan ifadelerin kullanılmış olmasını komisyonumuzla çok fazla bağdaştıramadım'' diye konuştu.
BAŞBAKAN'IN RAHATSIZLIĞI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlığı konusuna da değinen Suat Kılıç, şöyle konuştu:
''Siyasi partilerin bazı sözcülerinin, sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesiyle ilgili kanun üzerindeki değişikliği gerekçe kılmak suretiyle, Sayın Başbakanımızın sağlığı üzerinden yürütmekte oldukları polemiği son derece saygısız, etik dışı, siyasetin ve toplumun da ahlaki değerleriyle bağdaşmayan bir yaklaşım ve çerçeve içerisinde görüyorum.
Umudunu sandıktan bekleyenlerin, Sayın Başbakanın sağlığına umutlarını bağlamış olmaları gibi bir durum söz konusuysa, umutlarını yine sandığa ve milli iradeye bağlasınlar. Sayın Başbakanın sağlığı üzerinden kendilerine çıkacak bir lokma bile ekmek söz konusu değildir. Bugün Sayın Başbakanımızla 2 kez, pazartesi günü de bizzat evinde yüz yüze görüşme imkanı bulmuş birisiyim. Sayın Başbakanımızın sağlığı, hepimizi memnun edecek şekilde fevkaladedir ve yerindedir. Çok yakın zamanda çalışmalarına makamından katılmak üzere, tekrar Ankara'ya dönüşünü gerçekleştirecektir.
İnsanların sağlığı ve özel durumu üzerinden siyasi polemik yaratma girişimi, söz konusu siyasi lider veya siyasetçi kim olursa olsun, fevkalade çirkin ve yakışıksız bir durumdur.''
HERKES HUKUKÇU KESİLDİ
Bakan Kılıç, kanun üzerinde son dönemde yorum yapan pek çok kişinin, kanunu okumadan yorum yaptıklarını gördüğünü söyledi.
Kanundaki 5-12 yıl ceza aralığının 1-3 yıla indirildiğini hatırlatan Kılıç, şunları ifade etti:
''Fakat bu madde tek başına okunduğu takdirde yanlış bir yorum çıkacaktır. Dördüncü fıkranın d bendiyle birlikte okunması icap eder. Suçun; federasyon veya spor kulüpleriyle spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin yönetim kurulu başkan veya üyelerin, teknik veya idari yöneticilerle kulüplerin sporcu, menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından da işlenmesi mevzuubahistir. 4. fıkranın son cümlesine göre verilecek ceza yarı oranında artırılıyor. Buradaki artırıcı hüküm dikkate alınmadan yapılan yorumlar var. Yani 1-3 yıl değil, 1,5-4,5 yıllık bir ceza dilimi söz konusu.
Yine gözden kaçan, aynı cezanın tekrar işlenmesi durumunda 4'te 1'i oranında cezaların artırılacağı yorumudur. Yorum yaparken maalesef herkesin hukukçu kesildiğini görüyoruz. TBMM'ye 'herhangi bir şahsın korunması yönünde kanun yapıyor' görüntüsü verilmesini tenzil ediyorum. Bu Meclis, mazisinde savaşlar idare etmiş, kahramanlıklar kazanmış ve İstiklal Marşını manifesto olarak benimsemiş bir Meclistir. Bu Meclisi, hiçbir lobinin yada bir karşı lobinin veya herhangi bir mafyavari bir girişimin tesiri altına alabilmesi, etkileyebilmesi ve bu Meclisin iradesine ipotek koyabilmesi, hiçbir şekilde, zeminde mümkün olmayacaktır. Bu Meclisteki bütün milletvekilleri; görüş farklılıklarına rağmen iktidarıyla, muhalefetiyle demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin ve milli iradenin yanında bugüne kadar yer almışlardır, bundan sonra da milli iradeden yana tavır koyma inisiyatiflerini koruyacaktır.''