- Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, İsrail’de cami bahçesinde şarap festivali düzenlenmesinin Müslümanlara büyük saygısızlık ve provokasyon olacağını söyledi.
Bir dizi gezi ve açılışlar için Sarıkaya ilçesine gelen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, burada basın mensuplarının sorularını yanıtlardı. İsrail’de bir caminin bahçesinde şarap festivalinin düzenlemesi konusundaki soruyu değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Camiler Müslümanların mabedidir kutsal mekanlarıdır. Kutsal mekanlara saygı insanlar haklarının gereğidir. İsrail’de bir Şeva kentinde bir Şeva camiinin bahçesinde bir Şarap Festivalinin düzenleneceğine ilişkin kamuoyunda bilgiler yer almaktadır. Tabi bir mabedin bahçesinde Şarap Festivalinin düzenlenecek olması açık bir saygısızlıktır hem İslam’a karşı hem de Müslümanlara büyük bir saygısızlıktır provokasyondur. İsrail hükümetine daha önce bir çağrıda bulundum bu çağırımı yineliyorum, bu saygısızlığı önüne geçilmesi böylesi bir saygısızlığın gerçekleştirilmesine izin vermemesi lazımdır. Umarız hükümet bu noktada saygısızlığı önleyici tedbirler alır. Eğer bu noktada İsrail hükümeti tedbir almaz caminin bahçesinde şarap festivali yapılması gerçekleşirse hükümette bu provokasyonu bir şekilde desteklemiş olur ve o yüzden de çok kötü bir manzara çıkar. Umarız ve diliyoruz ki İsrail hükümeti bu noktada bu saygısızlığın önüne geçecek bir adım atar atmadığı takdirde, bu saygısızlığa ortak olmuş olur” dedi.
Almanya’da Müslümanların terörist gibi gösterilmesi kampanyasına da değinen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, din ve vicdan özgürlüğü insan haklarının ana hürriyetlerinden bir tanesi olduğunu belirterek, “Laik devletler insan haklarına saygılı hukukun evrensel ilkelerine riayet eden devletler insanların din ve vicdan hürriyetine ve bu noktadaki taleplerine de saygı duyarlar. Bu taleplerini gerçekleştirmek için gerekli hukuki imkanları altyapıları hazırlarlar güvenlik için gerekli tedbirleri alırlar bu noktada adım atarlar çünkü her insanın inancı mukaddestir hukuk devletleri de bu mukaddese uygun vazifeler yaparlar, tedbirler alırlar. Ama maalesef Almanya’da Federal İçişleri Bakanlığının bünyesinde kurulmuş olan içişleri bakanlığının da inisiyatifiyle kurulmuş olan güvenlik işbirliği inisiyatifi var. Bu işbirliği maalesef Almanya’da yaşayan Müslümanları bir güvenlik problemi olarak algılamaktadır. İslam’a dair hak ve özgürlükleri Müslümanların kendi dini inançlarının gereklerini öğrenme ve yaşama konusundaki taleplerini karşılama noktasında üzerlerine düşenleri yapması gerekirken maalesef burada Müslümanları bir güvenlik problemi olarak görmekte orada da içişleri bakanlığı bir kampanya hazırlığı içerisinde aldığımız bilgilere göre bu kampanya da başını örten bir hanımefendiyi potansiyel suçlu terörizme ve radikalizme kayan birisi olarak takdim etmekte adeta başı örtülü insanları terörist ilan eden bir yaklaşımı ortaya koymaktadır” diye konuştu.
"Bütün dünyanın terör örgütü kabul ettiği PKK terör örgütüne yakın veya onun kurdurduğu dernekler, vakıflar neredeyse her hafta PKK terör örgütü lehine eylemler gösteriler yapılıyor para topluyorlar terörist devşiriyorlar, teröre destek veriyorlar eğer terörle mücadeleyse Federal İçişleri Bakanlığı bunlarla mücadele etmesi gerekir" diyen Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Masum insanlardan inancının gereğini yaşamaktan başka bir gayesi olmayan insanlardan terörist devşirme yerine ülkelerindeki gerçek teröristler ve teröre destek veren örgütler hakkında yaparlarsa doğru bir adım atmış olurlar. Neonaziler hakkında ırkçılar hakkında, ayrımcılık yapanlar hakkında işlem yaparlarsa esasında potansiyel tehlikelere karşı doğru tedbir almış olurlar. Çünkü Avrupa için potansiyel tehlike esasında Neonazi anlayışlarıdır, ayrımcılıktır ırkçılıktır, İslamafobyadır Avrupa’yı tehdit eden bunlardır. Ama maalesef onlara karşı gerekli tedbirler alınmazken öte yandan masum insanlardan suçlu üretmeye dönük adımlar atılması bizi fevkalade üzmektedir. Almanya başbakanı Sayın Merkel sünnet yasağı konusunda mahkemenin aldığı yanlış kararı düzeltici bir adım attı. Ben buradan sayın Merkel’e çağrımı bir kez daha yineliyorum. Bu noktada başı örtülü Müslümanlara dönük ayrımcılık olarak görülen terörist devşirmeye dönük bir ifade eden bu haksız hukuksuz ve keyfi uygulamaya daha doğrusu kampanyanın başlamadan sona erdirilmesi konusunda da adım atmasını bekliyoruz. Umarız Sayın Merkel bu noktada sünnet yasağında olduğu gibi engelleyici bir adım atar” şeklinde konuştu.
28 Şubat kararlarının alındığı Milli Güvenlik Kurulu kararlarındaki gizlilik kararının kaldırılmasını da değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şöyle konuştu:
“Tabi Milli Güvenlik Kurulu son toplantısında aldığı kararla 28 Şubat kararlarını da kamuoyunun bilgisine açtı. Mecliste faaliyette bulunan darbeleri araştırma komisyonunun talebi üzerine bu kararları komisyona gönderme kararı aldı. Ve bu kararlar orada inceleme ve kamuoyu ile paylaşılma imkanı bulacaktır. Tabi bu da tarihi önemli bir adımdır. Türkiye’nin darbelerle yüzleşmesi açısından hiçbir şeyin üstünün örtülü kalmasını arzu etmeyen gizli bir şeyin kalmasını arzu etmeyen bir hükümetimiz var. Bu noktada meclis araştırma komisyonunu talebini, MGK’da olumlu karşılayarak talebe uygun karar almıştır. Umarız sonuçları ülkemiz için hayırlı olur.”