Almanya’da Bremen Üniversitesi mezunu genç pedagog ve sosyal hizmet uzmanı Soner Koşan (37), bir Türk Alman çifte terapi yapıyordu. Bir an Türk kadın eşine “Sen dayı mısın? Öyle sert koca ayakları yapma bana” deyince Alman koca cevap verdi: “Ben dayı değilim, yeğenim bile yok. Ayağım da burada işte...” Koşan’ın kafasında adeta bir ampul yanmıştı; farklı dil ve kültürlerde terapi üzerine çalışmaya başladı. Almanya’da kendisinin de lazım olsa Türk psikolog bulamayacağını gördü. Ve ilginç bir projenin ilk adımları böylece atıldı.
Sağlık Bakanlığı’nın kısa süre önce açıkladığı “Ruh Sağlığı Eylem Planı”na göre Türkiye’de her 5 kişiden 1’inin ruh sağlığı sorunu var. Ülkemizde 50 bin kişiye ancak bir hekim düşüyor. Uluslararası şirketlerde çalışan yabancı yöneticiler, diplomatlar, konsoloslar, misyon şefleri, kültür ataşeleri, onların çocukları ve eşleri ile yabancı öğrencilerinse dillerinden, kültürlerinden anlayan psikolog ya da psikiyatr hemen hiç yok. Ya da şimdiye dek yoktu. Zira CEO’ların uçak korkusundan işadamlarının kırmızı iç çamaşırı fobisine, diplomat çocuklarının okul sorunlarından eşlerinin doğum sendromuna kadar birçok sıkıntı için İstanbul’da bir ruh sağlığı merkezi açıldı. Amerika, Rusya, Fransa, Almanya, Avusturalya’daki üniversitelerden mezun Türk doktorlar, İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Gürcüce, Rusça, Latince, Yugoslavca, Bulgarca ve Türkçe olmak üzere tam 10 dilde hizmet veriyor.
‘OĞLUM SEN DELİRDİN Mİ?’
Soner Koşan ise Almanya’da Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın uyguladığı bir projede uzman psikolog ve bir hastanede hekim olarak çalışırken her şeyi bırakıp Türkiye’ye döndü. Köy Enstitüsü mezunu öğretmen babası onu “Oğlum sen delirdin mi” diye karşıladı.
Hatta Koşan, bir süre bu projenin hayaliyle işsiz gezdi. 1.5 yıl Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde psikolog olarak çalıştı. Sonra farklı ülkelerde üniversitelerden mezun olup o ülkelerde ruh sağlığı uzmanı olarak çalışan veya doktora yapan arkadaşlarını aramaya başladı. Sonunda; okullardan cezaevlerine, hastanelerden parlamentolara kadar farklı yerlerde terapi yapan 5 psikolog ve psikiyatr arkadaşıyla birlikte İstanbul’da buluştu. Söz konusu merkez de böylece kuruldu. Koşan, “Almanya’da ben de yabancıydım. Bir tane Türk psikolog bulamadım. Psikoterapi odası çıkış kapısıdır. Dünyada en mahrem sırların saklandığı tek odadır” diyor. Türkiye’deki yabancılara gelince; onlar çok memnun.
İŞTE O DOKTORLAR...
‘Bu soruna Fransız kalamazdık’
Klinik Psikolog olan Levent Mete (25), Galatasaray Lisesi ve Haliç Üniversitesi’ni bitirmiş. Halen İstanbul Üniversitesi’nde klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapıyor. Fransa ve İngiltere’de hasta tedavilerinde görev aldığı gibi Amerika’da da İngilizce terapi uygulamış. Şimdi Türkiye’de de İngilizce terapi yapıyor. Mete “Farklı uyruklardan hastalarımız var. Bu soruna Fransız kalamazdık” diyor.
‘17 Ağustos depremi psikolojiyi bozdu’
5 yaşından beri Fransa’da yaşayan Arife Gümüş (34), Fransa Pierre Hende’s Üniversitesi Klinik Psikoloji-Kriminoloji mezunu. Merkeze 4 ay önce katılarak Fransızca terapileri üstlenmiş. Suç ve kurban üzerinde master yapan Gümüş, Fransa’da ve Cezayir’de cezaevleri ve tecavüz mağdurlarıyla ilgili terapiler yapmış. Diyarbakır’da mahkûmlara gönüllü terapiler de yapıyor. Türkiye’nin 1999 depreminden sonra ciddi bir psikolojik sarsıntı geçirdiğini kaydeden Gümüş, “Neredeyse her 10 kişiden 7’sinde depresyon belirtisi var. Deprem Batı’da olduğundan uluslararası şirketlerin de bulunduğu sanayi bölgesindeki yabancılar da olumsuz etkilendi” diyor.
‘Kırmızı iç çamaşırı’
Psikiyatr Melanie Türkmen (41) aslen Gürcü. Gürcistan Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra İÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nde Türkçe bölümünü bitirmiş. Türkiye Psikoloji Derneği üyesi de olan Türkmen’in asıl uzmanlık alanı bipolar bozuklukların teşhis ve tedavisi. Latince, Rusça, Gürcüce, Yugoslavca, Bulgarca biliyor. Üniversite yıllarına kadar hayatı Doğu Bloku’ndaki ülkelerde geçen Türkmen, bu dillerde terapi uyguluyor. İlginç bir hastası var. “Yabancı bir işadamı geldi. Kırmızıdan nefret ediyordu. Öyle ki, kırmızı ışığa bile katlanamıyordu” diyor. “Tedavide çocukken annesini kırmızı iç çamaşırlarıyla çok gördüğünü, ilk gençlik yıllarında ise birlikte olduğu hayat kadınlarının en çok bu rengi kullandığını, anlattı.”
‘Acil müdahale’
New York Cuny Hunter College Psikoloji Bölümü mezunu Rana Solaker, İngilizce, İtalyanca ve Fransızca terapi uygulayabiliyor. Avusturya’daki Western Sdney Üniversitesi Psikoloji Bölümü yüksek lisans mezunu olan Ahu Koçak ise Avusturya Adli Psikoloğlar Derneği üyesi ve adli mahkûm, hukuk psikolojisi, kriz ve acil müdahale konularında uzman. Almanya’da doğup büyüyen Uzman Psikolog Fatma Kayagül de Almanca terapi uygulayanlardan.
SULTAN UÇAR- GAZETE HABERTURK- HT PAZAR
Yabancılar Türk terapistlere emanet
Onlara kendi dillerinde terapi veriyorlar