Karadeniz Teknik Üniversitesi Organ Nakli Koordinatörü Doç. Dr. Murat Topbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Organ Bağışı Haftası'' dolayısıyla ülke genelinde birçok etkinlik yapıldığını, bu etkinliklerle organ bağışı konusunda toplumsal duyarlılığın artmasının hedeflendiğini söyledi.
Türkiye'de organ nakli listesinde böbrek bekleyen 17 bin 640, karaciğer bekleyen bin 561, kalp bekleyen 213, pankreas bekleyen 196 kişi bulunduğunu, bu rakamların, listeye dahil olmayan kişiler de katılırsa çok daha artacağını ifade eden Topbaş, bu nedenle organların korunmasının yaşamsal önemi olduğunu vurguladı.
Özellikle kan basıncının yüksekliğini ifade eden yüksek tansiyonun zamanla organ harabiyeti yapabildiğini dile getiren Topbaş, şöyle devam etti:
''Yüksek tansiyonun bilinen en önemli nedeni, günlük alınan tuz miktarının fazla olmasıdır. İnsan vücudunun yemek tuzuna günlük gereksinimi 5-6 gramdır. Biz zaten bu miktarı normal şartlarda, yemek ve ekmeğimize koymasak bile etten, tahıldan ve diğer her türlü gıdadan almaktayız. Yani yiyeceklerimizin hiçbirine tuz eklemesek de biz bu günlük gereksinimi karşılamaktayız. Tuzu eklememizin tek nedeni damak tadımız. Ancak bu damak tadı için yaptığımız tuz kullanımı ise yapılan araştırmalarda, günlük almamız gerekenin 3 katı tuz tükettiğimizi gösteriyor. Günlük 18-20 gram arasında tuz tüketiyoruz. İşte bu aşırı tüketim yüksek tansiyona davetiye çıkarıyor.''
Yemeğin tadına bakılmadan tuz eklenen durumlarla da sık sık karşılaşıldığını dile getiren Topbaş, ''Oysa bu tür durumlar ve tuzu sevmemiz, bizi kesinlikle ve kesinlikle ileride hipertansiyona aday yapacaktır. Çeşitli ülkeler artık tuz kullanımının azaltılması için kampanyalar yapmakta. Örneğin İngiltere, yeni nesle tuz tadını tanıtmama kampanyası yürütüyor, bazı ülkelerde lokantalarda tuzluk bulunması, hazır gıdalara tuz atılmasının yasaklanması gündeme geliyor'' dedi.
EKMEKTE TUZ ORANININ AZALTILMASI ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye'de de ekmekteki tuz oranının azaltılması yönünde çalışma başlatıldığını, bunun çok önemli bir girişim olduğunu anlatan Topbaş, ''Ekmek yemeden karnımız doymaz. Ancak ekmekte de ölçüsüz atılan tuz, günlük alınması gereken miktarın çok üzerinde. Bu yeni çalışmayla ekmeğin daha sağlıklı olacağına inanıyorum'' diye konuştu.
Ekmeğin yanı sıra simit, poğaça, hamur işleri ve hazır satılan fast food ürünleri, dönerlerde ölçüsüz tuz kullanımının da önüne geçilmesi gerektiğine dikkati çeken Doç. Dr. Topbaş, şunları kaydetti:
''Hipertansiyona sessiz ölüm diyoruz. Çünkü çok ciddi belirti veren bir hastalık değil. Baş ağrısı, kalpte çarpıntı gibi şikayetler olsa bile büyük çoğunluğu belirti vermez. Hipertansiyondan korunmak veya onu kontrol altında tutmak, organların korunması için de çok önemli. Kan basıncının yüksek olması, organları besleyen küçük damarların beslenmesinin bozulmasına neden olur. Örneğin göz, retina tabakası, böbrekler, kalbi besleyen koroner damarlar, beyin damarları bundan olumsuz etkilenir ve sonuçta bu organlar görevlerini yapamaz hale gelir. Ülkemizde özellikle böbrek fonksiyonlarının kayıplarına neden olan hastalıkların başında yüksek tansiyon gelmektedir. Kontrol altına alınamadığında böbrekler sessizce işlevini kaybeder. Ayrıca hipertansiyon körlüğü, kalp krizine, beyin kanamasına da yol açabilir.''
AA
Sağlık için bunu yapmak şart
Organ yetmezliğinin de aralarında bulunduğu birçok sağlık sorununa neden olan yüksek tansiyon hastalığına yakalanmamak için tuz tüketiminin azaltılmasının şart olduğu bildirildi