BEGÜM ÇELİKKOL / HABERTURK.COM MAGAZİN SERVİSİ
[email protected]
http://twitter.com/bcelikkol27
Yıllar Sonra... Pek çok kişinin ilk aşkı için dinlediği, dillerden düşürmediği şarkı... Yıllar geçti, yollar geçti... Herşey geçti ömrümden... Bir sen geçmedin... Bir senden geçemedim... Ve bugün hala tepiniyorsa şuranda yüreciğin... Daha da yolun var demektir, koş yeni yıllara, yeni yollara... Ben seni hep beklerim... Kadınım; nice yıllara... Ve yıllar sonrada uyanırsam bir hazan sabahında... Bir şarkı daha yazacağım sana..." Bitmeyen ilk aşklar için... Ve yine onun tadında bir şarkı daha... Nice Yıllara... Sanki Yıllar Sonra'ya bir atıf var içinde...
Beyaz güller, boş kadehler, ürperen bir mum... Bu gece buyum... Beyaz güller, boş kadehler, ürperen bir mum. Bu gece buyum... Hayalinle içmek varmış bir gün kaderde... Çok güzelsin biliyorum uzak bir kentte... Gülüşün bende doğum gününde... İki gözüm hayırsızım nice yıllara, nice yıllara...
Tüm ilk aşklara gelsin diyerek başlıyoruz sohbete... Kıraç son çıkardığı Derindekiler albümüyle derinliklere doğru yolculuğa çıkarıyor bizi sohbet içinde...
Eurovision iddiaları için "Bu konuyu çok uzatmayacağım daha sonra detaylı konuşuruz. Eğer ki, "Kıraç gitmelisin" derlerse, hiç kimse merak etmesin ben kimseyi üzmem.. Fakat gidersem de Türkçe söylerim" diyen Kıraç ile Kavacık'ta kurduğu stüdyosunda buluştuk, albüm hakkında konuştuk. Türkçe hakkında tartıştık. Türkçe'nin yozlaştırılmasından oldukça rahatsız olduğunu belirten sanatçı, bu konuda çalışmalarını sürdürüyor...
Galeri için tıklayınız...
Dokuzuncu albüm değil mi?
Evet, galiba (Kahkahalar)
Albümün farkı nedir?
Üç boyutlu olması. Normal CD'nin yanında bir de DVD var. DVD'de hem iki boyutlu izlemek için hem üç boyutlu izlemek için seçenekler var. Bir de 3D gözlük var. Alt yazı seçenekleri var. İngilizce, Arapça, Korece, Farsça, Japonca, Çince lisanlar var. Film izler gibi. Hem ilginç olsun hem de ne dediğimiz anlaşılsın istedik. Konserlere de İranlılar geliyor. Hatta bir tanesi anlamadığını söylemişti. Almanya'da da bir arkadaşım söylemişti. Türkçe bilmeyenler "Bu adam ne diyor?" diyor. Çeviriyorlar sözlerini şarkılarımın..
İlginç bir anektod bekliyorum sizden...
Yayla Yolları diye bir türkü söylemiştim ben Bir Garip Aşk Bestesi albümümde. İngiltere'ye konsere gittiğimde gazeteci arkadaşımızın İngiliz arkadaşı o türküyü çok seviyormuş. "Bu adam ne diyor?" diye sormuş. Çok eğlenceli ama mistik bir havası var diyormuş. Yayla Yolları nasıl anlatılır ki şimdi? Ben varmam inekliye yoğurdu sinekliye diye devam ediyor türkü... (Kahkahalar) Bunu anlatmaları uzun sürmüş İngiliz arkadaşa...
Albümü henüz almadım gayet hoş... Dinlerken Türk filminin bir kahramanı gibi hissettim kendimi...
Eyvallah
Ne kadar sürdü albüm?
Ağla yeni bir şarkı. Nice Yıllara yeni. İnsanlarla ilk defa buluşturduğum şarkılar... Altı şarkı benim. 4 tanesi arkadaşlarımın. Eski ve yeni oluşturduğum şarkılar. Sevgilim mesela eski bir şarkıdır.
NİCE YILLARA...
Ben en çok Nice Yıllara parçanızı beğendim...
Benim de çok sevdiğim bir şarkı. Çıkış şarkısı o...
Nice Yıllara... Video için tıklayınız...
Yıllar Sonra ile bağdaştırdım, o tadı verdi bana...
Çok zor o tür şarkıların çıkabilmesi, Yıllar Sonra tadında bir şarkı gerçekten de. Onun için çok özel bir şarkı, söylerken çok etkileniyorum. Beni bir yerden bir yere götürüyor...
İlk olarak onun çıkmasının sebebini sorsam?
Kıraç tarzını yansıtıyor, dinlemesi kolay. Onun daha sevileceğini düşündüm. Daha çok sevileceğini düşündüğüm şarkılar da var. Sevgilim mesela...
14 Şubat'ta çıksın o zaman o da...
(Kahkahalar) Belki... Hepsi klipli şarkıların. Sosyal paylaşımda her şekilde dinlenebilir hale geldi şarkılarım...
Kimlerle çalıştınız klipler için?
Klibi ben çektim. BTS ile çalıştık. İnsanlar bilirler orayı. Ses sistemlerimizi kurarlardı. Animasyonla ilgili ciddi çalışmaları var. Bana çalan arkadaşlarım, orkestramızdaki arkadaşlarım çaldılar...
TÜRKİYE VE DÜNYADA BİR İLK
Masraflı olmadı mı?
Normal bir albümün maliyetini biraz aştı ama ben kazandığım şeylerin büyük çoğunluğunu müziğe aktarıyorum. Satış anlamında büyük bir gelir olmasa da çok sevdiğim için müziğe aktarıyorum. Ama mantıklı bir bütçe yaptık. Bir tane klip çekiyorsunuz ama aynı anda 10 klip çekmek zekayla çözülmesi gerekiyor. İki klip maliyeti gibi oldu. Merak eden arkadaşlarımız olacaktır, izleyenler soracaktır da...
Bu iş bir ilk değil mi?
Türkiye'de de dünyada da bu iş bir ilk.
Yurtdışındakilere feyz olabilir...
Evet olabilir de...
Albüm üzerine ne kadardır çalışıyorsunuz?
İki yıldır çalışıyoruz. Stüdyomu kurdum kazandıklarımızla. Bu albümün doğal olması gerekiyordu. Ekonomik olarak zorlandım ama başardım. 70 yılından kalma bir davul getirttim Almanya'dan. İstediğim sesi yakalayabilmek için. Yumuşak fakat büyük bir ses. Canlı, davul çalarken aynı anda bas ve gitar, vokal hepimiz aynı anda kayıt yaptık. Akustik bir albüm. Sanki o anda orada çalınıyor gibi. Konserdeymiş gibi bir his vermek içindi...
DERİN DERİN KONUŞMALAR
Derindekiler Kulübü nedir, ne yapar kulüptekiler? Giremediğim için mutsuz oldum!
Oraya girmek için albümün üzerinde bir numara var. Albümün sıra numarası var ve şifre var. O şekilde üye olunuyor. Derin derin konuşma, birbirini daha iyi tanıma, bir dostluk ortamı oluşturmak adına kuruldu. Ne kadar çoğalırsak o kadar güzel olacak. Daha sıcak bir hayat ortamı paylaşacağız. Ben de giriyorum. Yüzeyden daha derinlerde bir bağ kuracağız. Bağlarımızı güçlendireceğiz
Neden bu fikir çıktı?
Arkadaşlık dostluk eskilerde kaldı. Tek tek yüz yüze yapamıyoruz. Teknoloji bu anlamda önemli. Hayallerimiz için yaptık. Belki ileride bunu bir derneğe çevirebiliriz. Gerçek bir mekana da taşıyabiliriz. Etkinlikler yapabiliriz. Ben de o kulübün üyesiyim, belki kurucu üyesiyim ama her şeyi ben yapmak istemiyorum. Burası bir paylaşım yeri.
Facebook gibi olur mu?
Onun kadar olmaz da o kadar ekonomik gücümüz yok ki...
Neden Derindekiler?
Hayatı yüzeysel yaşadığımız ve bundan şikâyetçi olduğumuz için. Hem müziğin hem sanatın hem dostluklarımızın yüzeyde kalması nedeniyle albüm vesilesiyle bizi dinleyenlerle bir şeye dokunalım istedik.
Dizi müzikleri devam ediyor. Çoğu kişi "Dizi müziğini Kıraç yaptıysa kaliteli dizidir" diyenler var...
Son yıllarda dizilerimde başarı yakaladığımız söylenemez ama müzik
tarzımız etkili oluyor ama dizilerden yoruldum
Niye?
Bir sektör oluşuyor, sürekli mücadele vermek zorunda kalıyorsunuz, hem kendi kimliğinizi korumak hem de iyi birşeyler yapmak adına. Bir bakıyorsunuz yoruluyorsunuz. Yoruldum. Beş dizi yapmayacağım da belki bir tane yapacağım. Daha sinemaya müziğe girmek istiyorum. Yeni arkadaşlarımızı ön plana atmak istiyorum. Bayrak yarışının bitmemesi için bayrağı teslim edeceğim arkadaşlar çıkarmak istiyorum. Film düşüncelerimin üzerine gidebilirim.
"DÜZEYSİZ YAŞIYORUZ"
Müziğini yaptığınız dizileri izler misiniz?
Televizyon izlemiyorum. Antipatik anlaşılmasın. Kimseyi rencide etmek için söylemiyorum. Düzeyin yükselmesi lazım. Düzeysiz yaşıyoruz. Yapabileceğim şeyleri yapıyorum araya klasik müzikler sokuşturarak. Seviliyor da. Toplumda parmak gösterilen şeylerin düzeysiz olduğunu biliyoruz. Televizyonu açtığımda hemen sıkılıyorum. Ne olur kimse kırılmasın gerçekten katlanamıyorum, haberler de dahil. Daha özgür, daha bağımsız şeyler gerekiyor. Her şey birbirine kasten organik bağımlı. Bu toplumun herşeyine yansıyor. Bir tek düzelik var. Ve bu doğru bir tek düzelik değil. İnsanoğlu için mantıklı bir tek düzelik değil. Kölelik için oluşturulmuş bir yapılanma. Bir torna gibi. Her ürün aynı şekilde olmalı ki o sistem doğru çalışsın gibi. Bu insanlığa yapılmış bir zulümdür. 21. yüzyıla geldik insanoğlu özgür değil. Binlerce savaşla bile özgürlüğümüzü alabilmiş değiliz. Bu her şeyimize yansıyor. Günün birinde belki...
Dizi müziği anlamında Türkiye'yi nasıl buluyorsunuz?
Yüzde 1'lik kalite oranı var. Yüzde 99'u neyse ne, "Yırtalım" durumu var. Bakıyoruz televizyondaki tutan dizilere, çok uğraşılmış- cebelleşilmiş prodüksiyonlar iş yapıyor. Yönetmen çok inanırsa, iyi oynanırsa, bilgi de önemli, o diziler tutuyor. Ama bunlar olmadan hiçbirşey doğru olmayanlar da tutuyor. (Kahkahalar)
Biz ne verseniz izler, ne verirseniz yer içer hale geldik...
İki tür diziler tutuyor.
Muhteşem Yüzyıl iyi mesela...
O da iyi. Öyle Bir Geçer Zaman Ki mesela... İyi... Ama benim "tutarlı rezillik" dediğim, müzik yaparken ortaya koyduğum tanım- uğraştım da buldum, bu da önemli. Ne yapıyorsanız tutuyor. Ülkenin genel yapısı doğru olmuyor. Çağdaş bir toplumda iyi olanların alkışlanması lazım. Türk dizileri Türk insanının aynası. Kadın olacak ağlayacak...
Geçen biriyle konuşuyorduk, "Bizim milletimiz ağlamayı seviyor" dedi...
Öyle ya da tepinmeyi seviyoruz. Ya bitik, kaderci birşeyi izlemeyi seviyoruz ya da tepinmekten hoşlanıyoruz, dabbeler gibi...
"ÖZGÜR TAVUKLARIN ETİ BİLE DAHA LEZZETLİ"
İlişkiler de öyle ama... Bazıları sadece ağlamak istiyor... Şu anda müziği nasıl değerlendiriyorsunuz? Cem Karaca, Barış Manço gibi isimler yok...
Yıllardır konuşuyorum ama ne yapıyorsanız yapın ilk önce özgür olmanız gerekiyor. Özgür tavukların eti bile daha lezzetli. Mutlu, yayılan keçilerin eti bile lezzetlidir. Sahte yem yediremiyorsunuz. "Ben özgürüm" deyip özgür olamazsınız. Rock olsun pop olsun özgür olacaksınız ki özgün olsun. Özgür olduğunuzu hissedeceksiniz, kahvenizi yerken, en çok düşünürken özgür olduğunuzu bileceksiniz. Biz farkında olabiliyoruz bunun, hayvandan ayrılan yanımız o. Farkında olduğumuz için sanatı üretebiliyoruz. Bunu düşünebiliyorum, "Ben özgür müyüm?" buna bakın. Dünyada neredeyiz, Türkiye nerede, nasıl bir ortamdayım? Bunlar genel kültür diye söyleniyor. Bunlardan haberdar olmalısınız, özgür müsünüz bilmelisiniz. Bir tek gündem var. Sanatçısı için de vatandaş için de şöhret olmak düşüncesi var. İş yerindeyseniz orada şöhret olmak, televizyona çıkma şansınız varsa orada şöhret olmak... Ün, şöhret... Tatlı şeylerdir bunlar, kim istemez...
Ama çabuk geçer?
Ama bazılarında da geçmiyor...
Toplum istiyor, bu kadar haber yapılmasa gündemde olmazlar...
Siz de özgür değilsiniz... İşte sorun bu. 68'li yıllardaki gibi. O dönemdeki şarkılar sıcacık geliyor. O kültürü özgür insanlar oluşturdu. Ama etkisini hissediyoruz...
Barış Manço dinlerken şu anda aynı tadı alamıyorum. Neyse... Pepee nasıl gidiyor?
İyi gidiyor. Sevgili eşimin emeğiyle, hayat mücadelesiyle bugünlere getirdik. Halkımız çok sevdi, bizim de yüzümüzü güldürüyor. Türkiye'de çizgi film yapmak önemliydi. Çocuklara birşey verebilmek bizim için mutluluk.
Yeni birşey gelecek mi?
Pepee ile başladı ama onunla bitsin istemiyoruz. Yeni karakterlerimiz var...
YENİ BİR FENERBAHÇE MARŞI GELECEK Mİ?
Hayırlısı olsun. Bu arada Fenerbahçeli taraftarlar yeni bir marş bekliyor... Olacak mı?
Önce Başkan'ı ziyaret etmek istiyorum. Uzun zamandır gidemedim. Sıkıntılı günler yaşıyor. Benim de yoğunluğuma geldi. Fenerbahçe için o kadar üzgünüm ki... Taraftar olarak üzgün değilim. Fenerbahçelilik futboldan ayrı birşey değil. Belki Başkan ile kısa da olsa görüşebilirsem, daha önce hapishane ziyaretinde bulunmadım, birçok insanın oralarda olmasını sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe için her zaman görevdeyiz...
Trabzonspor şampiyon olur mu?
Valla olabilir, niye olmasın?
Fenerbahçe mi olsun?
Biz taraftarlar sorunun nereden kaynaklandığını bilmeliyiz. Bizim başımıza gelenler Trabzonspor'un açtığı işler değil. Trabzonspor'a neden kötü duygularla yaklaşalım. Sağduyuyu korumak gerek. Bunların sebepleri başka şeylerdir...
Albümle alakalı mesajınız nedir?
Gerçekten onları bu kadar beklettik. Elimizden geleni yaptık. Onlar için özendim ve akustik bir iş çıkardık. Alanlar için söylüyorum, o parayı hakettiğini düşünüyorum...