Ankara’nın köklü ailelerinden birinin oğlu. Zeki Müren’den Ajda Pekkan’a pek çok isimle çalışmış. Şimdi her şeyi geride bırakmış, Beyoğlu’nda bir kiliseye göz kulak olduğunu söylüyor. İşte Yılmaz Birsel’in sıra dışı hayat hikâyesi
HT PAZAR/ HELİN AVŞAR - ÖZEL RÖPORTAJ
Yılmaz Birsen, 50’li yıllarda dans aşkıyla sahneye adım atmış sıra dışı bir adam. Bu aşk yüzünden tam 56 yıldır ailesinden bir kişinin bile yüzünü görmemiş. Aile de aile hani! Emniyet, gümrük müdürleri, bakanlar... Belki birazda o yüzden o yıllarda “Erkek dansçı olmaz” deyip kestirip atmışlar. Yılmaz Birsen’ in ki bildiğiniz sahne aşkı. Dans için her şe ye arkasını dönmüş. Gazinoların en parlak dönemlerinde Türkiye’nin en ünlü isimlerinin kadrolarında dans etmiş. Hatıratında Ajda Pekkan’dan Zeki Müren, Müzeyyen Senar’a her isimle ilgili bir hikâye var. Bir zamanlar oryantal olarak sahneye çıkan Ylmaz Birsen, şimdilerde bir kilisede yardım meleği.
■ Kendinizden bahsedin biraz?
Sahneye 1955’te çıktım ilk defa. Ankara’da Göl Gazinosu’nda. Zeki Müren, Sevim Tuna ve Nezahat Bayram’la birlikte çalıştım.
■ Sahneye ne olarak çıkmıştınız?
Dansçı olarak. Hem okula gidiyordum hemde gizlice dans öğreniyordum. Ailem müsaade etmediği için 14 yaşında evden kaçtım. O zamanlar erkek dansçılar bu kadar yaygın değildi ama dans etmeyi çok arzu ediyordum. Bu yüzden 56 senedir ailemle görüşmüyorum.
■ Nasıl öğrendiler dans etmek istediğinizi?
Ailemde bakan, emniyet müdürü, gümrük müdürleri var. O yüzden kapıları kapattık. Annem öldüğünde bana miras kalmış. "Yapabileceğim tek şey bana düşen hisseyle annem adına cami ya da okul yaptırmak" dedim. Zamanında Ankara Gazinosu'nda çalışırken kardeşim bana karşı büyük hatalar yaptı. "Seni öldüreceğim" derdi paramı alıp giderdi. Ankara'yı terk ettim. Yüksel Uzel bana çok imkân sağladı, en kötü günümde yanımda oldu.
■ Ailenizle hiç mi görüşmediniz?
Görüşmedim. Çok sofu bir ailem var. Ankara Kızılcahamam'da yaşarlar ve durumları çok iyidir.
■ "Öldürürler" diye düşünmediniz mi?
Ankara'yı terk ettim, kendimi sanata verdim. Yaşımı büyüttüm. Semra Yıldız ve Meral Ateş'le beraber gazinoda çalışırken Zürih'ten bir genel müdür geldi. "3 günlük bir program istiyoruz" dediler. Beni çok beğenmişler. O zamanın başbakanı Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Konstantin Karamanlis'le yemek yiyeceklerdi. Özel bir uçakla 3 gün için Zürih'e gittik. 1 ay kaldık. 1957'de Türk bayrağını Zürih'te otelin tepesine çektirdiğim zaman "Bu otelde ne oluyor"dedi insanlar. Ve o akşamki baloya 400 kişi geldi. Yunan Başbakanı beni Rus balet sanmış. Sonra Türkiye'ye döndüm. 6 ay kaldım. Oradan Nijerya'ya geçtim. Bir ay çalıştım. Çok sıcak olduğu için dayanamadım. Dönünce Türkiye'nin en güzel gazinolarında çalıştım.
■ Kimlerle çalıştınız?
Behiye Aksoy, Bedia Demirkıran, Sabite Tur Gülerman, Muazzez Ersoy... Çalışmadığım solist kalmadı. 2 sene de İzmir Maksim Dalyan Gazinosu'nda Neşe Karaböcek'le çalıştım.
'BU RÖPORTAJ YÜZÜNDEN BANA CEPHE ALDILAR'
■ İnsanlar sahnede sizi görünce şaşırmıyorlar mıydı?
Türkiye'de erkek sanatçı olmadığı için çok tutuldum. Hiç şaşırmıyorlardı. "Tek oyna" diye bağırıyorlardı. Türkiye'nin 60 ilinde çalıştım. Bazı iller kaldıramıyor. Fakat gazinocular beni bırakmadı. Yıldıray Çınar'la birlikte Diyarbakır'da gazinoya gittim. Korktum. "Burası Diyarbakır, erkek sanatçıdan anlamaz" dedim. "Hayır"
dediler. Türkiye'nin en büyük sinemasında 4 bin aile beni bekliyormuş. Sahneye çıktım, yer yerinden oynadı. Türkiye'de sanatına benim kadar değer veren tek bir dansöz var o da Tanyeli. Ajda Pekkan'la Sürmeli Otel'de çalışıyordum. Adana'ya gelmişti. Kristal Gazinosu'nda ilk konseriydi. O devirde Ajda Pekkan'ı bir kez gördüm. 6-7 şarkı biliyordu. Biraz üzüldü. "Ajda Hanım neden üzülüyorsunuz? Hepimiz adım adım bu seviyeye geldik. Bir gün gelecek adınız altın harflerle yazılacak" dedim.
■ Yurtdışında da çok çalışmışsınız.
Çalışmadığım ülke kalmadı.
■ Sizi kıskananlar oldu mu?
Arkadaşlarım cephe aldı. "Bu yaştan sonra röportaj senin neyine" diyorlar.
■ Kaç yıl dans ettiniz?
40 sene.
■ "Evimde kocama dans edeceğim. Bana öğretir misiniz" diye gelenler oldu mu?
Tabii. Matinelerde kulisler dolardı.
■ Evde kendi kendinize dans ediyor musunuz?
Arkadaşlarım çok rica ederse.
"KİLİSEYE GÖZKULAK OLUYORUM"
■ Şimdi kilisede çalışıyorsunuz, öyle değil mi?
Kiliseye yardım ediyorum. Kilise beni çok seviyor.
■ Nasıl başladı ilişkiniz kiliseyle?
Komşum. Rahipler beni çok seviyor. Ben de durmuyorum. Fakat şu an kendimi nakışa verdim.
■ Kilisede ne yapıyorsunuz?
Üst üste 15 gün konser oluyor. Bana güvendikleri için biletleri veriyorlar. Göz kulak olmamı istiyorlar.
■ Kilisede kendinizi rahat mı hissediyorsunuz?
Oturup muhabbet ediyoruz. Bir şey olduğunda "Yılmaz Bey bizim için şunu yapıver" diyorlar.
■ Hangi kilisedeniz?
İstiklal Caddesi'ndeki Sent Antuan Kilisesi.
■ Rahiplerin güvenini nasıl kazandınız?
Orada 95 yaşında bir piyanist var. Beni çok sever. Hiçbir zaman kiliseden bir menfaat beklemedim, beklemem de. Fakirlere çok yardım ediyorlar. İlaç alamayan hastalara ilaç alıyorlar. Kilisedeki rahiplerin hepsi Türk dostu. Azra Akın orada otururken her gün gelirdi, can ciğerdik.
"ÇOK PARA KAZANDIM"
■ Solistlerden sizi kıskananlar oldu mu?
Hayır. Hepsiyle aram çok iyiydi. Müzeyyen Senar Bursa Taylan Gazinosu'nda en büyük masalara oturur "Gel evlat buraya. Çık şu masanın tepesine" derdi.
■ Çok para kazandınız mı?
Çok para kazandım ama çok kostüm aldım.
Tepebaşı Gazinosu'nda Muzaffer Akgün ve Zeki Müren'le çalıştım. Birlikte çalıştığım solistlerin en kıskancı Zeki Müren'di.
■ Zeki Müren mi?
Çok kıskançtı. Onun kadrosunda kesinlikle pullu giyemezdiniz. Şalvar ve bluz giymenizi isterdi. Kendisi çok şatafatlı giyinirdi. Onun terzisine gittim "Sana kostüm yapamam. Zeki Bey duyarsa birbirimize gireriz" dedi. Bella Moda Evi'ne gittim. Bana taşlı kıyafetler hazırladılar.
■ Çekinmediniz mi Zeki Müren'den?
Patronlara "Yeni bir oryantal alın" demiş.
■ İşinizden mi etti?
Hayır işimden olmadım. Zaten 4 gazinoda
çalışıyordum.
■ Gazino zamanları çok güzeldi, değil mi?
Çok güzel bir ortam vardı. Şimdi sanatçıların değeri yok. Öyle
sanatçılarımız var ki... 14 kişiyi emekli yaptım. Kim olduklarını söylersem yer yerinden oynar.
■ Kadınları kıskandınız mı?
Hayır. Gençliğimde herkese mavi boncuk dağıttım. "Müşterim kırılmasın" dedim. Meral Ateş'le nişanlanmıştık, evlenecektik. Ailesiyle geçinemedik. "Kızımın peşini bırak, dansı bırakacak" dediler. Amerika'da çok zengin bir adamla evlenecekti. "4 sene birlikte çalıştık. Hiçbir zaman onun hanımefenliğini, insanlığını unutamam. O da beni unutamaz. Kardeş gibi dans ederken kendisi evlenmeyi istedi.
■ Ailenizin bir etkisi olabilir mi?
Ailem beni evli biliyor. "Bir kızı bir oğlu var" demişler onlara. "Gelsinler, tanışalım" dediler. "Onlar sizi görmek bile istemiyor" dedim.
■ Ne yaptılar size bu kadar?
Ankara'yı terk ettirdil er. "Seni vurdururuz. Erkek
dans eder mi? Bizim ail emize yakışmaz" dediler. En başta bakan olan amcam cephe aldı.
■ İsmi neydi?
Bekir Adıbelli. "Evladım, Ankara'da çalışma da
nerede çalışırsan çalış. Biliyorsun bunların hepsi geri kafalı" dedi.
sanatçılarımız var ki... 14 kişiyi emekli yaptım. Kim olduklarını söylersem yer yerinden oynar.
■ Kadınları kıskandınız mı?
Hayır. Gençliğimde herkese mavi boncuk
dağıttım. "Müşterim kırılmasın" dedim. Meral
Ateş'le nişanlanmıştık, evlenecektik. Ailesiyle geçinemedik. "Kızımın peşini bırak, dansı bırakacak" dediler. Amerika'da çok zengin bir
adamla evlenecekti. "4 sene birlikte çalıştık.
Hiçbir zaman onun hanımefenliğini, insanlığını
unutamam. O da beni unutamaz. Kardeş gibi dans ederken kendisi evlenmeyi istedi.
■ Ailenizin bir etkisi olabilir mi?
Ailem beni evli biliyor. "Bir kızı bir oğlu var" demişler onlara. "Gelsinler, tanışalım" dediler. "Onlar sizi görmek bile istemiyor" dedim.
■ Ne yaptılar size bu kadar?
Ankara'yı terk ettirdil er. "Seni vurdururuz. Erkek
dans eder mi? Bizim ail emize yakışmaz" dediler. En başta bakan olan amcam cephe aldı.
■ İsmi neydi?
Bekir Adıbelli. "Evladım, Ankara'da çalışma da
nerede çalışırsan çalış. Biliyorsun bunların hepsi geri kafalı" dedi.