Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ''Allah'a hamdolsun, pazar günkü deprem milletimizin topyekün içine girdiği dayanışma ruhu, gönül dünyamızın, inanç dünyamızın fay hatlarının ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor'' dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, cuma namazını Van'da Ulu Cami'de kıldırdı. Cuma hutbesini veren Görmez, yeryüzünde yaşayan bütün müminlerin ve bütün insanların, tarih boyunca karşılaştıkları sınavlar olduğunu belirtti.

İnsanların bu sınavları anlamakta ve yorumlamakta zaman zaman aciziyet gösterdiğini vurgulayan Görmez, şöyle devam etti: ''Fakat hayatın nihai manasını bilen, hayatın dünyadan ibaret olmadığını bilen ve inanan, ölümün hiçlik ve yokluk manasına gelmediğini bilen, ahiretin ebedi hayat olduğuna inanan, canın, malın, evladın kendisine Rabbinden emanet olduğunu bilen insanların bu tür afetleri, musibetleri, zorlukları, meşakkatleri anlamakta zorluk çekmemesi gerekir. Kuran-ı Kerim'i okuduğunuz zaman Hazreti Adem'den, Hazreti Muhammet Mustafa'ya kadar bütün peygamberler ve onların etrafında yer alan bütün insanların, zaman zaman bu tür sıkıntılarla musibetlerle karşılaştığını hepimiz biliyoruz.

Yüce Rabbimiz, hutbemizin başında okuduğum Ayeti Kerime'de şöyle buyuruyor. 'Bizim iman ettiğiniz yüce Rabbimiz mülkün yegane sahibidir. Mülk onundur, siz ona aitsiniz. Hayatı, hangi insan dünyada daha güzel işler yapacaktır diye verdi. Varlık nedenimiz, dünyada oluşumuz, hayatımız, hepsi bir imtihandır. Yüce Rabbimiz bu imtihanı daha doğrusu büyük imtihanı, dahası bu büyük kaybedenlerden eylemesin.''


"İNSANLARI KÜÇÜK ZELZELELER SARSMAZ"
Kuran-ı Kerim'de iki zelzeleden söz edildiğini ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Biri büyük zelzele, biri de küçük zelzele. Küçük zelzeleler işte bizim yaşadığımız zelzelelerdir. Az önce konuşurken gördük, üzerinde yaşadığımız mabedin, üzerinde bulunduğu yeryüzünün sallanması küçük zelzeledir. Peki büyük zelzele nedir? Büyük zelzele insanların inanç dünyalarındaki sarsıntılardır. Yeter ki bizim Rabbimize olan inancımız, yeter ki bizim Muhammed Mustafa'ya, ümmet oluşumuzda sağlam olalım. Yeter ki biz hayatın dünyadan ibaret olduğunu kabul etmeyelim. Yeter ki biz ölümü hiçlik ve yokluk olarak kabul etmeyelim. Biz ölümü mutlak olarak bilelim. Bu kadar büyük hazineleri olan, bu kadar servete sahip olan, insanları küçük zelzeleler sarsmaz. Büyük zelzele, adını 'zelzele' olan Kuran'ı Kerim'deki bir sureden alır. Hepimizin namazlarımızda okuduğu bu sureye bir daha bakın. O suredeki zelzele, Van'da ve Erciş'te yaşadığımız zelzeleyi anlatmıyor. O büyük zelzeleyi anlatıyor. Öncelikle Rabbimiz sizleri bu büyük zelzeleden muhafaza eylesin.''

"ÖNCE BİNANI SAĞLAM YAP SONRA ALLAH'A TEVEKKÜL ET"
Bu tür afetleri ve musibetleri değerlendirirken, iki büyük yanlışın içine düşülmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Görmez, şunları kaydetti: ''Birincisi insanın sorumluluklarını yok sayarak değerlendirmeyin. Evlerimizi ve binalarımızı muhkem yapmak gibi bir vazifemiz var. Biz, devemizi bağladıktan sonra Allah'a tevekkül edeceğiz. Binalarımız muhkem yaptıktan sonra Allah'a tevekkül etmekle sorumluyuz. Birincisi bu. İkincisi, bu tür hadiseleri değerlendirirken içine düştüğümüz hata. Hiç kimse depremleri sadece yeryüzü katmanları arasındaki fay hatları ile izah etmemelidir. Elbette bilimselliğe dayalı konular olabilir. Ancak biz fizik ötesinde, maddenin ötesinde, mananın, hakikatin varlığına iman etmiş ve her şeyin bir hikmeti olduğunu kabul etmiş müminleriz. Kardeşlerim, yeter ki bizim gönül dünyamızın fay hatları sağlam olsun. Allah'a hamdolsun, pazar günkü deprem milletimizin topyekün içine girdiği dayanışma ruhu, gönül dünyamızın, inanç dünyamızın fay hatlarının ne kadar sağlam olduğunu gösteriyor. Gönül dünyamızın fay hatları sağlam olduğunda küçük zelzeleler bize zarar vermez. Hep birlikte büyük zelzelelerde, yüce Rabbimizin bize yardım etmesini niyaz edelim. Yüce Rabbimiz, deprem esnasında kaybettiğimiz, ebediyete uğurladığımız bütün yavrularımıza, hanımlarımıza, büyüklerimize çocuklarımıza rahmet eylesin. Yaralı olanlara acil şifalar eylesin.''

"ÜMİTSİZLİĞE KAPILMAK MÜMİNE YAKIŞMAZ"
Prof. Dr. Mehmet Görmez, 4 madde ile hutbeyi bitireceğini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Birincisi mümine, ümitsizliğe kapılmak asla yakışmaz. Sahip olduğumuz Allah ve iman gibi servetimiz ve Muhammet Mustafa'ya ümmet olmak gibi bir özelliğimiz vardır. İkincisi sabretmek. Müminin bu hallerde sabrettiği her saniye bir ibadettir. Üçüncüsü, dayanışma ruhumuzu asla kaybetmemeliyiz, birlik ve beraberlik içinde kalplerimizi, yüreklerimizi birleştirerek bir an önce adeta yeni şehirler inşa ederek, birlikte bütün kardeşlerimizin aileleriyle, çocuklarıyla huzur içerisinde evlerine kavuşmalarını sağlamak. Dördüncüsü büyük zelzelelere hazır olmaktır. İnanç dünyamızda hiçbir sarsıntı meydana gelmemesi için çaba ve gayret içerisinde olmak''

Hutbenin ardından Görmez, cuma namazını kıldırdı.


VAAZ SIRASINDA ARTÇI
Başkan Görmez'in hutbe öncesinde verdiği vaaz sırasında yaşanan artçı sarsıntı kısa süreli paniğe yol açtı. Bu sırada Prof. Dr. Görmez ve camideki vatandaşlar dua etti.

Cuma namazına Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Vali Münir Karaloğlu da katıldı.

Öte yandan cuma namazı için çok sayıda kişi Ulu Cami'ye gelirken, camiye sığmayan vatandaşlar avluda namaz kıldı.

AA