Gündem:
31 NUMARALI REKLAM ALANI
Tutuklanması üzüntü verici, sevinmeyelim

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanmasına ilişkin, "Tutuklanmalı mıydı, tutuklanmamalı mıydı tartışmasında herhalde kesin kararlı konuşan insanlardan birisi benim. 25 yıllık hukuk tecrübem ve bugüne kadar devam eden hukuk anlayışım, tutuklamaların istisna ve serbest kalmaların asıl olduğunu gösterir. Tutuklamak için çok ciddi sebepler ortada olmalıdır" dedi.

AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları'nın toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, Başbuğ'un tutuklanmasının çok önemli bir olay olduğunu belirterek, "Ancak bu olay sebebiyle, tutuklanma sebebiyle bütün samimiyetimle söylüyorum, hiçbirimiz sevinmemeliyiz. Bu üzüntü verici bir olaydır. Gerçek anlamda üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum. Şu açıdan Genelkurmay Başkanlığı makamı, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde de Türkiye'nin bürokrasisi içinde de çok önemli bir makamdır.
 
Ama temsil ettiği şey, Silahlı Kuvvetler'de en yüksek komuta kademesinin başkanlığıdır. Burada görev yapmış sayın komutanın, bugün şu veya bu nedenle tutuklanmış olmasından sadece üzüntü duyulur. Bize düşen görev, bunu bireysel olarak görmek ve bu makamın yıpratılmasına, özellikle Genelkurmay Başkanlığı makamında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin itibar ve gücüne gölge düşürmemek lazım. Çünkü bu makamları işgal eden insanlar bizim, sizin gibi insanlardır. Hata da yapabilirler, yanlış da yapabilirler. Onların suçlanıyor olması o makamın gücüne, itibarına kesinlikle gölge düşürmez" diye konuştu.

İNTERNET ANDICI'NI HATIRLATTI
Konuyla ilgili devam eden bir yargı sürecinin olduğunu kaydeden Arınç, "Bu yargı sürecinin temel konusu, yani iddianamenin ana merkezi de, bir zamanlar yani 2004-2005-2006'lı yıllarda psikolojik harekat amaçlı bazı internet sitelerinin kurulduğu ve buradan yayın yapıldığıdır. Bu sitelerin genel amacı AK Parti hükümetini yıpratmaktır, 'irtica var' diyerek belli merkezleri harekete geçirmektir. Buna kısaca 'internet andıcı' ismini takmışlardır. Bu yargı sürecinde tutuklu bulunan, serbest bulunan bir çok sanığın olduğunu biliyoruz. Komuta kademesinde önemli görev yapmış birileri bu andıç dedikleri belgede 'Sayın Komutan' arz ifadesinin, o dönemin komutanı İlker Başbuğ'u kastettiğini, dolayısıyla suçlanması gereken biri varsa asıl onun suçlanması gerektiğini ifade etmişlerdir. Doğrudur veya yanlıştır. Ben ceza avukatlığı yaptığım için başıma gelen birçok olaydan da bilirim, atf-ı cürüm diye bir şey vardır. Buna Türkçe'siyle suç atma derler. Mahkemeler bunu incelerler, gerçek mi yoksa gerçek dışı mı olduğuna karar verirler. Şimdi görüyoruz ki o davanın sanıklarından bir kısmı 'Sayın Komutan' ifadesinin İlker Başbuğ'la olduğunu, onun da bu suça iştirak ettiğini gösterecek bir takım beyanları esas almaktadır" diye konuştu.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bize düşen Türkiye gerçekten bir hukuk devleti ise, ki biz buna inanıyoruz, çok önemli mesafeler alındığını düşünüyoruz. Hukukun ve yargı sürecinin işlediği bir yerde sürecin süratle sonuçlanması ve beraat edecek olanların da bir an evvel ortaya çıkmasıdır. Bu sayın komutan için de, diğer sanıklar için de böyledir. İnternet andıcı veya bununla bağlantılı diğer davalar konusunda söyleyeceğimiz tek şey; bu iddiaların, bu isnatların yargılanan kişiler açısından ne kıymet ifade ettiğini bir an önce
görmektir. Tutuklanmalı mıydı, tutuklanmamalı mıydı tartışmasında herhalde kesin kararlı konuşan insanlardan birisi benim. 25 yıllık hukuk tecrübem ve bugüne kadar devam eden hukuk anlayışım, tutuklamaların istisna ve serbest kalmaların asıl olduğunu gösterir. Tutuklamak için çok ciddi sebepler ortada olmalıdır. 'Bu davada vardır ki tutuklanmıştır' diyebilirsiniz ancak her şahsa her olaya, delil durumuna daha çok dikkat etmek zorunda kalabiliriz. Umarım ki sayın Başbuğ'un tutukluluk süresi, en kısa zamanda bir yargı sürecinin sonucu olarak karşımıza çıkar. Biz insanların tutuklanmasından memnuniyet duyan değil, tahliyelerden sevinç duyan bir anlayışa sahibiz. Ama bu kişisel değil hiçbir şekilde. Öyle olsaydı kanaatlerimiz farklı farklı olurdu. Eminim ki adli süreç bir an önce tamamlanır."

YÜCE DİVAN YORUMU
Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanmak istemesi hakkında sorulan bir soru üzerine Arınç, "Anayasa referandumu yapıldığında biz evet diyenlerdendik. Evet diyenler de şuna karar verdiler, genelkurmay başkanları da, kuvvet komutanları da özel yargılamaya tabi olsunlar. Yargılanacak yerleri belli değildi. Orası da Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'dir. Sayın Başbuğ'un yargılanması gereken yer hukuki bir tartışma. Ben bunun bir tarafındayım ama söylemeyeceğim. Siz sorunuzun içinde Başbuğ'un 'Şurada
yargılanmam gerekir' dediğini söylüyorsunuz. Bu her sanık için geçerlidir. Yetki ve görev itirazında bulunabilirler. Buna önce o mahkemeler karar verir. Görev ve yetki uyuşmazlığı olursa başka merciler karar verir. Bu itiraza karar verecek yer de yargıda bir yerdir. Onun da en kısa sonuçlandığını görürüz" dedi.


İHA

Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

CHP'den Aygün için oturma eylemi
Taksim Meydanı’nda toplanan CHP'liler Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasını protesto etti

Haberi Oku