SALİHA ÇOLAK / GAZETE HABERTÜRK
Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’nın evinin polis tarafından aranmasıyla gündeme gelen “Milletvekilinin evi aranabilir mi?” tartışmasına Meclis de yanıt aradı. TBMM Araştırma Merkezi, milletvekillerinin evlerinin ve üstlerinin aranması konusunda dünyadaki örnekleri inceledi. İşte tespitler:
KANADA: Parlamento dahilinde ceza hukukuna ilişkin bir ihlal söz konusu olduğunda, adli işlemlerin idaresi, parlamentonun bulunduğu Ottawa-Carleton Eyaleti Savcısı’na ait. Soruşturmaları da bölge savcısı yürütüyor. Parlamento dahilinde arama ve el koyma faaliyetleri de ancak Meclis Başkanı’nın izni ve mahkeme kararı ile mümkün. Parlamento Hukuk Müşaviri de milletvekili ofislerinin aramalarında polis kuvvetlerine eşlik ediyor.
DANİMARKA: Diğer aramalarda olduğu gibi Meclis içi aramalarda da mahkeme kararı zorunlu. Vekiller, suçüstü hali hariç, Meclis’in onayı olmadan haklarında cezai takibat yapılamaz veya tutuklanamaz.
İTALYA: Parlamenterlerin yalnız parlamento içindeki odaları değil, hususi evleri, otel odaları, arabaları da parlamentonun izni olmadan aranamıyor. Uygulamada ise iki milletvekiline ait evin polis tarafından arandığı, ancak milletvekillerinin bu durumu dokunulmazlık iddiasıyla mahkemeye taşımadıkları görüldü.
ESTONYA: Bir milletvekilinin şüpheli olarak tutulması, ona karşı emniyet tedbirlerinin uygulanması, aranması, eşyalarına el konulması Estonya Parlamentosu’nun söz konusu milletvekiline ilişkin soruşturma hazırlıklarının başlanmasına izin vermesi ile mümkündür.
BELÇİKA: 1997’den önce milletvekiline karşı arama işleminin yapılabilmesi için dokunulmazlığının kaldırılması gerekliydi. Sadece Meclis’in izni ile arama yapıldığında, suç delillerine ulaşılmasının güçleştiği savunulunca değişiklik yapıldı. Arama, suç isnat etme ve soruşturmanın şekli unsurlarına ilişkin işlemler dokunulmazlık kaldırılmadan da yapılabiliyor.