CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk televizyonunda yayınlanan ''Tarafsız Bölge'' programına katılarak, soruları yanıtladı.
''Deniz Baykal ile ilgili ortaya çıkan kaseti özel yetkili mahkemeler soruşturacak. Özel yetkili mahkemeler örgütlü suçları soruşturuyorlar. Siz buna itiraz ettiniz, istemediniz. Neden istemiyorsunuz?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman özel yetkili mahkemelerin incelemesine karşı bir şey söylemediğini belirterek, ''Benim itirazım şunaydı; özel yetkili mahkemeler güven vermiyor. İsimsiz bir ihbar dilekçesi ile istediğiniz iftirayı atabiliyorsunuz. Güven veren yargı olsa neden itiraz edelim biz. Bizim isteğimiz güven içinde sağlıklı bir soruşturma yapılması'' diye konuştu.
Özel yetkili mahkemelerin operasyon mahkemeleri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Siyasi otoritenin emrinde olan mahkemelerin sağlıklı çalışmayacağını herkes bilir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, ''Parti içindeki bazı muhalifler, 'bu kaset işinin arkasında bazı CHP'liler var' diye iddia ortaya atıyorlar. Sizi genel başkanlığa getirmek için bu iş parti içindeki bir odak tarafından tezgahlandı iddiası... Bu gerçek olabilir mi?'' sorusuna karşılık, bu tür iddiaları gazetelerden okuduğunu belirterek, elinde veri olmadan konuşmayı sevmediğini, bunların tümünün iddia olduğunu ve bu konunun bir an önce aydınlığa kavuşmasını arzu ettiğini söyledi.
''(Deniz Baykal ile Başbakan Erdoğan arasında bir pazarlık olmuş olabilir) diyorlar, böyle bir şey olmuş olabilir mi?'' sorusuna Kılıçdaroğlu, bu konunun siyasetçiler tarafından tartışılmasından yana olmadığını dile getirerek, ''Sayın Baykal insani nedenlerle Sayın Erdoğan'ı ziyarete gitmiştir. Onun dışında özel bir pazarlık konusu olacağını hiç ama hiç düşünmüyorum'' yanıtını verdi.
CHP KURULTAYI
Kılıçdaroğlu, ''26 Şubat'ta CHP kurultayı toplanacak. 362 delege imza verdi. Bu imza verenler Önder Sav'ın delegeleri mi?'' yönündeki soru üzerine, ''Ben öyle düşünmüyorum, imza verenler CHP'liler. Bir kısmı diyelim ki yönetime karşı, o nedenle vermiş olabilir. Büyük bir kısmı sağlıklı bir tüzüğün olmasını istiyor, o gerekçelerle imza verdiler''dedi.
''Neden muhaliflerin taleplerini bir fırsat olarak görüp, 'bunları değiştirelim, yapalım' demiyorsunuz?'' sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, bulunulan taleplerin kendi talepleri olduğunu ifade ederek, ''Taleplerimiz örtüşüyor. Ben sağlıklı bir tüzük yapılmasından yanayım. Birden bire kendimizi referandumda, arkasından seçimlerde bulduk. Tüzük komisyonu oluşturduk, bir ön taslak hazırladılar. Biz yaz ortalarında hem tüzük kurultayını hem normal kurultayı yapmayı düşünüyorduk. Arkadaşlar 'hemen tüzük kurultayı olsun' dediler. Biz de 'olur' dedik'' diye konuştu.
Tüzüklerinde, olağanüstü kurultay çağrısında bulunacakların belirlendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, olağanüstü kurultay çağrısında bulunanların gündemini diğer parti otoritelerinin değiştirme yetkisinin olmadığını, çağrıyı yapanların gündemi kendilerinin belirlediğini ifade etti.
Gündem üzerinde kendisinin oynama hakkının olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Genel başkan olarak gelen olağanüstü çağrıyı yetersiz buldum. 9 madde değişiyor, oysa biz tüzüğün tamamını değiştirmek istiyoruz. Daha ciddi, köklü, katılımca bir tüzük yapmak istiyoruz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, iki olağanüstü tüzük kurultayı çağrısını birleştirme yetkisinin olmadığını da belirterek, ''Her birini ayrı ayrı yapmak zorundayım. O nedenle iki kurultayı farklı zamanlarda yapmak zorundayız. Ama bu tüzük kurultayında bunu da ortadan kaldıracağız. Birden fazla olağanüstü kurultayı çağrısı gelirse, konu aynıysa, tüzük değişikliğiyse, bunları birleştirme olanağını bu yeni tüzükte getireceğiz. Bir daha bu tür garabetlere de imkan vermeyeceğiz'' diye konuştu.
''Sizin partide 3 hizipten bahsediliyor. Deniz Baykal hizbi, Önder Sav hizbi ve genel merkez yani siz. Böyle bir şey var mı?'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Ben hizip kavramına da karşıyım. Partide hizbe de karşıyım. İnsanların görüşleri vardır, çıkar açıklarlar, katılır, katılmazsınız, olay budur. Geldiğimiz tüzük kurultayında talepler aynı. Dolayısıyla farklı görüşlerde insanlar değiliz ki. Bütün farklılık zamandan kaynaklanıyor. Biz yaz ortalarında yapacaktık, onlar 'şimdi yapalım' diyorlar. 'Şimdi yapalım' dedik'' yanıtını verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, partide farklı düşüncede insanların olabileceğine değinerek, ''Ama bir saygı içinde, sevginin egemen kıldığı bir yapı içinde bizim bir araya gelip düşüncelerimizi, görüşlerimizi açıklama imkanını ben genel başkan olarak sağlayacağım. Bu tüzük kurultayı bir demokrasi şöleni olacaktır. Yeni tüzüğümüz bütün siyasal partilerin örnek alacağı bir tüzük olacak'' diye konuştu.
''Muhaliflerin tüzük kurultayını toplayarak Deniz Baykal'ı yeniden getirmek şeklinde hesapları olduğu iddiaları var. Böyle bir hesap olabilir mi?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, böyle bir hesabı görmediğini belirtti.
GENEL BAŞKAN ADAYI ÇIKARSA MUTLU OLURUM
''(Genel başkanlık seçimi yapılsın, kim rakipse çıksın karşıma) diyebilecek durumda mısınız?'' sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, CHP'de daha fazla il ve ilçe başkanı ile birden fazla genel başkan adayının olması gerektiğini dile getirerek, ''Demokratik yarış içinde insanlar seçilip gelmeliler. Ben kavga kültürüne kesinlikle son vereceğim. Birden fazla genel başkan adayı çıkarsa çok mutlu olurum. Beraber yarışırız, kim galip gelirse ona da saygı duyacağız. Söz veriyorum, önce ben gideceğim elini kaldıracağım, şunu söyleyeceğim 'Bundan sonra Kemal Kılıçdaroğlu sonuna kadar sizin hizmetinizdedir' diyeceğim'' ifadesini kullandı.
''Ne zaman CHP kurultaya gidiyor denilse yüzlerde alaycı bir gülümseme oluyor. CHP bir kurultay partisi mi? Bunu bir sorun olarak görüyor musunuz?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bunu bir sorun olarak görmenin demokrasiyi anlamamak anlamına geldiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Gerçekten bir imaj sorunumuz var, bu imajın değişmesi lazım. Kurultayımızı düğün havasında yapacağız, kavga alanı olmayacağız. Eskiden olduğu gibi masalar, sandalyeler havada uçuşmuyor. Partinin tek adamlığının baskısı altında yürütülmesi doğru değildir. Bunu da farklılaştırmak durumundayız'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ''Partinizde Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirmek kolay mıdır?'' sorusunu, ''Benim dostum bana sağduyu ile eleştiri yapabilir ama bunun bir olgunluk boyutunda olması gerekir. Partide elbette tartışmalar olacaktır. Partide herhangi bir kavga yok. Bir tüzük hazırlığı var'' diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, ''(Olağanüstü kurultay toplansın) diyen arkadaşlar, onları 'saf dışı bırakmak, partide hiçbir yere getirmemek' şeklindeki bir algıya sakın ola ki kapılmasınlar. Onlar bizim partililerimiz. Tüzükte öngörülen haklarını kullanmışlardır. O haklarını kullandılar diye hiçbir zaman itilmeyeceklerdir, onların bu hareketlerine saygı ölçüleri içinde yaklaşacağız'' diye konuştu.
"DİNDAR NESLE KARŞI OLMADIK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Sen bizden, muhafazakar demokrat parti kimliği sahibi AK Parti'den ateist bir nesil yetiştirmemizi mi bekliyorsun'' sözlerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Biz ne zaman dindar bir nesil yetişmesine karşı olduk? Ben kendisine şu soruyu sordum; 'Bu nesilden önceki nesiller dinsiz miydi peki?' Bu, bu anlama geliyor. Böyle bir şeyi bir Başbakan nasıl söyler? Tam tipik bölücülük. Böyle bir şey söyledikten sonra o Başbakanın, Başbakanlık koltuğunda oturmaması lazım'' diye konuştu.
İnsanlara, dinini nasıl öğreneceğinin dayatılamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkede din ticareti yapıyor. Mütedeyyin insanların bütün inançlarını sömürüyor'' dedi.
"YARGI HİÇBİR ZAMAN ARKA BAHÇEMİZ OLMADI"
Kılıçdaroğlu, ''Partinizin 3-5 sene öncesine kadar yargıya dair pek bir şikayeti yoktu. Yargı, sizin partinizin yaklaşımları konusunda karar verirdi. Yargı, sizin arka bahçeniz olma özelliğini kaybetti mi?'' sorusunu yanıtlarken, şöyle konuştu:
''Hiçbir zaman yargı, CHP'nin arka bahçesi olmadı. 'Hiçbir zaman biz yargıyı eleştirmeyelim' diye bir düşüncemiz olmadı. Tam tersine o dönem de yargı bağımsız değildi, şimdi de bağımsız değil. O zaman da biz, bakanın ve müsteşarın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda görev almasını eleştiriyorduk, şimdi de eleştiriyoruz. Bizim eleştirilerimiz hep aynı. Sadece son zamanlarda yargı öyle kararlar verdi ki hukukun üstünlüğü yerle bir oldu, tuzla buz oldu, yargı kokmaya başladı. O nedenle bizim eleştirilerimiz yükseldi. Bizim eskiden eleştirilerimiz neyse aynı eleştirilerimiz yine devam ediyor.''
FEZLEKE
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ''Hakkınızda bir fezleke hazırlandı, siz bu konuyu biraz abarttığınızı düşünüyor musunuz?'' sorusuna, ''Hayır, tam tersine olayın çok fazla üzerine gitmedim. Bu fezleke, ana muhalefet partisine 'niye konuşuyorsun, konuşursan senin hakkında soruşturma açarız, seni hapse atarız' diyen bir fezleke'' yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan'ın, ''Bu fezlekeyi kim hazırladı. Ana muhalefet partisi başkanı konuşmayacak da kim konuşacak?'' diye sorması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Ne söyledi? 'Oh olsun, olması gereken olmuştur' dedi. Çünkü, benim konuşmamdan rahatsızlık duyuyor ama meraklanmasın onu her zaman rahatsız edeceğim'' dedi.
Kılıçdaroğlu, ''Cemaat, yargıyı ele geçirdi mi?'' sorusuna karşılık, elinde bilgi belge olmadan bir şey söylemeyeceğini belirtti.
''Ergenekon'u küçümseyerek, olmayan bir şey gibi sunuyorsunuz. Neden böyle yapıyorsunuz?'' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''(Ergenekon terör örgütü) diye mahkemenin aldığı bir karar var mı? Yok. Tam tersine 'böyle bir örgüt yoktur' diye... MİT'e, emniyet istihbarata sordular, 'böyle bir örgüt yok' dedi. Siz, bana diyorsunuz ki 'böyle bir örgütün var olduğunu söyle.' Benim istihbarat örgütüm yok, herhangi bir şeyim yok ama bu konuda yazılmış birçok kitap var. Biliyorum, o kitapların bir kısmını ben de okudum'' diye konuştu.
İnsanların hukukun üstünlüğü çerçevesinde yargılanmalarını sağlamak gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, yargı aşamasında insanların mağdur edilmemesi ve neyle suçlandıklarını bilmesinin önem taşıdığını bildirdi.
PAUL AUSTER
Kılıçdaroğlu, Amerikalı yazar Paul Auster'ın ''Tutuklu gazeteciler olduğu için Türkiye'ye gelmeyeceği'' yönündeki açıklaması üzerine Başbakan Erdoğan'ın ''Gelsen ne olur, gelmesen ne olur'' dediğinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
''Sayın Başbakana önerim, Sayın Auster'ı da gazetesinden etsin. Sayın Mehmet Altan'ın başına geleni diğeri için de yapabilir. Tahammül edemiyor. Bir gazeteci, 'Türkiye'de bu kadar tutuklu gazeteci varsa ben gelmem' diyor. Protesto ediyor. Boşuna yapmıyor bunu. 'Ben, Çin'e de gitmem' diyor. Demokrasi askıda buralarda. Özgürlükler, insan hakları askıda.''
Auster'ın, İsrail'e gittiği hatırlatılınca, Kılıçdaroğlu, ''İsrail'de tutuklu gazeteci sayısı kaç? Başbakan, önce onu öğrensin. Tahammül edecek eleştiriye. Daha çok yazar-çizer Türkiye'ye gelmeyebilir böyle giderse... Batıdaki sesler gittikçe artıyor, Türkiye'de demokrasi sorgulanıyor artık. 'Hibrid demokrasi' deniyor buna. 'Melez demokrasi' deniyor, buna. Niye densin? Biz, melez demokrasiye layık bir ülke miyiz?'' dedi.
Kılıçdaroğlu, kabul ederse Auster'ı Türkiye'ye davet edeceğini söyledi.
ERDOĞAN GEÇMİŞİ İLE HESAPLAŞABİLİYOR MU?
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Bugünün anlayışıyla geçmişe baktığımızda hepimizin yadırgadığı birçok tatsız uygulamalar var tarihte. Dersim, İstiklal Mahkemeleri, Nazım Hikmet'e çektirilenler var. Sizin partiniz, tüm bunlarla ilgili yaklaşım ortaya koyamıyor. Bu konuda CHP olarak neden yepyeni bir söylem, bakış açısı geliştiremiyorsunuz?'' sorusu üzerine, CHP'nin hiçbir zaman geçmişini inkar etmediğini, geçmişinden gurur duyduğunu belirtti.
CHP'nin Türkiye'ye çok partili demokrasiyi, kadınlara seçme ve seçilme hakkını getirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 15 yıllık geçmişi ile hesaplaşabiliyor mu? 'Milli Görüş gömleğini çıkardım' diyor mu, demiyor mu? Kendi geçmişini inkar ediyor. Biz, bütün tarihimizle her zaman şeref duyarız. Eksiğimiz varsa, 'eksiğimiz var' deriz ama kendisi 15-20 yıllık tarihiyle bile yüzleşemiyor. Kendi tarihiyle, özgeçmişiyle yüzleşemeyen bir insan, Türkiye Cumhuriyeti tarihiyle nasıl yüzleşebilir. İkiyüzlü politika güdüyor.''
ONUR KURULU
''İmam hatip liselilerin önündeki katsayı sorunu kaldırıldı. Sizin partinizden milletvekilleri Danıştaya iptal için başvurdu'' sözü üzerine Kılıçdaroğlu, başvuruda bulunan bir milletvekilinin, lisede okuyan çocuğunun hakkının ihlal edildiği düşüncesiyle müracaat ettiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Yargı da diyebilir ki, 'herhangi bir hak ihlali olmadı.' Dava biter. Şahsi meselesi. Parti olarak Danıştaya dava açma diye bir şeyimiz yok, açsak açsak biz Anayasa Mahkemesine dava açarız'' ifadesini kullandı.
''Alevi oluşunuz bir dezavantaj mı?'' sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, ''İnançlarımı hiç kimsenin sorgulamaya hakkı yoktur. Bu ülkede Alevi olmak, Sünni olmak suç mu ? Ne yaptım ben? Ne istiyorum ben? bu ülkede herkesin karnı doysun istiyorum ben, yolsuzluklar olmasın istiyorum, kadın erkek eşitliği olsun istiyorum. Kimlik üzerinden siyaset yapılabilir mi?'' dedi.
Kılıçdaroğlu iktidar olmak için, sağlıklı, tutarlı projeler üreteceklerini, bunları halka götüreceklerini, destek isteyeceklerini dile getirerek, ''Bu projeleri CHP yapar imajını'' yaratmak istediklerini bildirdi.
''Twitter takipçiliği''yle ilgili bir soru üzerine ise Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter'a işlerinin yoğun olması nedeniyle çok fazla giremediğini ifade etti.
Yeni tüzükte eski genel başkanlardan, eski genel sekreterlerden oluşan bir onur kurulu oluşturacaklarını belirten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, uzun yıllar CHP Gençlik Kolları Başkanlığı yapmış kişilerin de tüzük konusunda çalışma yapmak istediklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, ana dilde öğrenimi savunduklarını, ana dilde eğitimin ise toplumu böleceğini düşündüklerini sözlerine ekledi.
AA