Gündem:
31 NUMARALI REKLAM ALANI
Şemdinli sanıklarına 52 yıl hapis istemi

Cemal AŞAN / VAN (AHT)

Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005'te meydana gelen patlamayla ilgili sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş'in yargılandığı ve Uyuşmazlık Mahkemesi'nin kararıyla Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen Şemdinli davasına devam edildi. Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Cezaevi'nde tutuklu olan sanıklar Kaya ve İldeniz ile Van F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan itirafçı Ateş'in hazır bulunduğu duruşmaya, müdahiller Seferi Yılmaz ile Metin Korkmaz da katıldı.

Cumhuriyet Savcısı Osman Özdamar, 10 sayfalık esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaasında davanın seyrini özetleyen Savcı Özdamar, "Jandarma istihbarat mensubu ve kamu görevlisi olan sanıklar Ali Kaya ve Özcan İldeniz, terörle mücadele adı altında yola çıkıp yanlarında kamu görevlisi olmayan eski bir PKK üyesi olan sanık Veysel Ateş ile birlikte dayanışma ve işbirliği içerisinde hareket ederek, PKK ile bağlantısı olduğunu düşündükleri Seferi Yılmaz'ın işyerine bomba atmak suretiyle veya ona zarar vermek amacıyla aralarında anlaşmışlardır. Sanıkların eylemleri iştirak halinde adam öldürmek fiiliyle sınırlı olmadığı, meydana getirdikleri oluşum ile bölgede başka suçlar da işleme amacında oldukları tüm dosya içeriği ve araçta ele geçirilen belgelerden anlaşılmaktadır'' dedi. Savcı Özdamar, sanıkların "Silahlı örgüte üye olmak", "Tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs etmek", "Olası kastla adam öldürmek" ve "Olası kastla adam yaralamak" suçlarından 52 yıl 5'er ay hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi.

Mütalaaya karşı sanık Ali Kaya, esasa ilişkin savunmalarını 15 gün içinde yapmak istediklerini belirterek, dosyadaki mevcut deliller incelendiğinde hukuken beraat etmeleri gerektiğini ifade ederek, tahliyesini talep etti. Sanık Özcan İldeniz ise savcının mütalaasını kabul etmediğini belirterek, suçsuz olduğunu bildirdi. Sanık Veysel Ateş de savunmasında, "Davanın 7. yılına giriyoruz. Bu 7 yıl benim için dünyanın en büyük işkencesinden daha kötüdür. Onurum ayaklar altına alındı. Bu dava belli çevreler tarafından yönlendiriliyor. Cumhuriyet Savcısının hayalden öte mütalaasını kınıyorum" şeklinde konuştu.

Sanık ve müdahil avukatlarının talebi doğrultusunda mahkeme heyeti, son savunmalarını yapmaları için duruşmayı 17 Kasım'a ertelerken, tahliye taleplerini ise reddetti.

SAVCI SARIKAYA'NIN İDDİANAMESİNDE BELİRTİLEN SUÇLAR DİKKATE ALINMALI
Duruşma çıkısında adliye önünde gazetecilere açıklamada bulunan müdahil avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, savcının mütalaasını son derece eksik bulduklarını bildirdi. Mütalaayı kabul edilebilir bulmadıklarını dile getiren Kozağaçlı, şunları söyledi:
"Devlet silahıyla ve aracıyla işlenmiş bir anayasal suçtur. Bu suçu bugün Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesindeki küçük bir çete olarak tarif edilmesi kabul edilemez. Bu suçta devlet politikalarının, devlet yapısının alay komutanının, dönemin bölge komutanının, Büyükanıt'tan Kubat'a bütün sorumluların içerisinde bulunduğu büyük örgütten söz etmeden adalet yerine gelmiş olmayacaktır. Biz esas hakkındaki görüşümüzü bunun üzerinden kuracağız. Bu suça ilişkin Türk Ceza Kanunu'nda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını öngören maddeler var. Savcılığın mütalaası ilk karar öncesi verilen mütalaaya çok benziyor. Bu durumda mahkeme bu mütalaaya uysa ilk karara yakın bir hapis cezası çıkacağı beklenebilir. Ancak bu yetersiz olur. Birinci karar son derece zor koşullarda verilmişti. Yargıçlar, savcılar bedel ödedi bu karar yüzünden. Verilen karar tamamen hukuk dışı haksız saldırıyla ortadan kaldırıldı. Birinci kararda karar verilebilmiş olması bile başarıydı. Ama bugün koşullar böyle değil. Kararda dönemin Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın iddianamesinde belirtilen suçların dikkate alınması gerekiyor."

DURUŞMA ÖNCESİ ARBEDE
Duruşma öncesinde sanık Veysel Ateş'in adliyeye getirilişin görüntülemek isteyen basın mensupları ile engellemeye çalışan polisler arasında arbede yaşandı. Bazı muhabirlerin fotoğraf makineleri kırılırken, adliye önünde bulunan bir başkomiser, saldırıyı görüntülemek isteyen bazı basın mensuplarını, "Çekme lan, indir kameranı" diye engellemeye çalıştı. Gazeteciler ile polis arasındaki arbedede polisler, "Sizin suikast düzenlemeyeceğiniz ne malum. Çekip silahı vurmayacağını nereden bileyim?" diyerek gazetecileri adliye önünden uzaklaştırmak istedi. Adliye önünde basın açıklaması yapan Vangölü Gazeteciler Cemiyeti, olayı kınadı.

Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

CHP'den Aygün için oturma eylemi
Taksim Meydanı’nda toplanan CHP'liler Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasını protesto etti

Haberi Oku