Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik. Adeta manşetlerle savaştık. Manşetlerin ok olup üzerimize yağdığı süreçlerden geçtik. Her sabah yalana, her sabah iftiraya, her sabah kirli kampanyalara uyandığımız günlerden bugüne geldik. 'Muhtar bile olamaz' diye manşetlerin atıldığı, yargısız infazlarla mağdur, mahkum edildiğimiz günlerden bugünlere ulaştık'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Zaman gazetesinin kuruluşunun 25. yılı dolayısıyla Ankara Ticaret Odası Kongre Salonu'nda düzenlenen törene katılarak, bir konuşma yaptı.
''Biz manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Adeta manşetlerle savaştık. Manşetlerin ok olup üzerimize yağdığı süreçlerden geçtik. Her sabah yalana, her sabah iftiraya, her sabah kirli kampanyalara uyandığımız günlerden bugüne geldik. 'Muhtar bile olamaz' diye manşetlerin atıldığı, yargısız infazlarla mağdur, mahkum edildiğimiz günlerden bugünlere ulaştık.
Öyle ki gazetecilere haber yazdırdılar, sonra da o kupürü dosyaya koyup, partimiz aleyhine kapatma davası açtılar. Karşımızda gazeteleri gördüğümüzde şoke olduk, şaşırdık. 'Deliliniz bu mu? Belgeniz bu mu?' dediğimizde de 'evet' dediler. Allah şahittir ki asla ve asla intikam peşinde olmadık, olmayız ve olmayacağız.''
"ŞİİR OKUDUĞUM İÇİN MAHKUM OLAN BİRİ OLARAK..."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Açık açık ifade ediyorum; şiir okuduğum için mahkum olmuş bir başbakan olarak hiç kimsenin fikirlerinden, ifadelerinden, yazılarından dolayı hapis yatmasına razı olmam ve olamam. Fikirlerinden, yazılarından dolayı hiç kimsenin sokak ortasında hunharca katledilmesine göz yummam rıza göstermem'' dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz, bize yapılanın başkasına yapılmasına razı olamayız. Geçmişte yaşanan acıların bugün ve gelecekte yaşanmaması bizim en önemli hedeflerimizden birisidir. İşte o yüzden hiç yüksünmeden, hiç gocunmadan ifade özgürlüğünün önünü açtık. Herkesin özgürce, istediği dilde konuştuğu, yazdığı, kimsenin üzerinde baskı, tehdit hissetmediği bir atmosfer inşa etmenin mücadelesi içerisinde olduk. Hakarete karşı çıktık ama eleştiriye asla. Özgürlüğün istismarına, başkasının özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı çıktık. Zaman zaman eleştiriye biz de eleştiriyle cevap verdik. İftiraya, yalana, yanlışa karşı biz de tepkimizi ortaya koyduk ama biz yasaklayan, kısıtlayan, engelleyen bir anlayışa asla tevessül etmedik, etmiyoruz ve etmeyeceğiz.
Bizim fikirlerimizden, inançlarımızdan doğrularımızdan şüphemiz yok. Dolayısıyla hiç kimsenin fikirlerinden, düşüncesinden korkmayız. Hiç kimsenin ifade özgürlüğünü engellemeyiz. Engellemek isteyenlere de müsaade etmeyiz. Zira düşüncesine güvenen, düşünce özgürlüğünden korkmaz, inancına güvenen, inanç özgürlüğünden korkmaz.
Sorunlar var ama kimse kusura bakmasın bu sorunları biz üretmedik. Bu sorunlar bizim dönemimizde ortaya çıkmadı. Onyıllara hatta asırlara sari köhne bir zihniyetle, baskıcı, totaliter, hoşgörüsüz bir zihniyetle zorlu bir mücadele veriyoruz. Yani rafları temizliyoruz. On yılların, asırların köklü meselelerini adım adım, etap etap kademe kademe çözüyoruz.''
YARGI REFORMU
Konuşmasında Adalet Bakanlığının başlattığı yargı reformuna değinen Erdoğan, ifade özgürlüğünün önünü daha da genişlettiklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Yapacağımız düzenleme ile ileriye dönük yayın durdurma cezasını ortadan kaldırıyoruz. Daha önceden verilmiş tüm toplatma kararlarını artık hükümsüz hale getiriyoruz. Basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklama yöntemleri ile işlenmiş olup üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezası gerektiren bütün soruşturma, kovuşturma ve mahkumiyet kararlarını aynı suç tekrar işlenmediği sürece geçersiz hale getiriyoruz. Çok sayıda gazeteci arkadaşımızın devam eden mahkemeleri böylece ertelenmiş oluyor. Bu şekilde değişik gazetelerden, değişik medya kuruluşlarından çok sayıda arkadaşımızın davası ertelenecek, yani dava düşecek.
Burada şunu da ifade etmeliyim; sorunlar var, biz de bu sorunların üzerine kararlılıkla gidiyoruz ama Türkiye, anamuhalefet partisinin, diğer muhalefet partilerinin, bir kısım gazeteci ve yazarın dünyaya lanse ettiği olumsuz tabloyu asla hak etmiyor. Bir kere ülkesine saygısı, milletine hürmeti olan bir kimse çıkıp da ülkesini dünyaya böyle anlatmaz, anlatamaz. Şu ifadelerimi altını çizerek özellikle vurgulamak istiyorum; Türkiye'yi gazeteci tutuklayan, gazetecilere baskı uygulayan bir ülke gibi sunmak, kendi ülkesini bu şekilde şikayet etmek ve bundan da haz duymak vatan millet sevgiyle uyuşmaz.''
"CEBİNDEN GAZETECİ KİMLİĞİ ÇIKTI DİYE..."
Tutuklu ve mahkum gazetecilerle ilgili defalarca açıklama yaptıklarına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bunların isimlerini tek tek saydık, ne ile itham edildiklerini, neden ceza aldıklarını belgeleri ile ortaya koyduk. Adam polise saldırı düzenliyor, polisimizi şehit ediyor, cebinden gazeteci kimliği çıktı diye gazeteciler hapse atılıyor kampanyası yapılıyor, anamuhalefet partisi de işte bu şahıslara sahip çıkıyor. Gidip yurt dışında polis katillerine arka çıkmak suretiyle ülkesini kötülüyor. Ateşli silah bulundurmak, patlayıcı bulundurmak, evrakta sahtecilik, cinsel taciz, terör, darbeye teşebbüs... İçerideki gazeteciler dedikleri işte bu suç isnatları ile yargılanıyor. Medya terörün oksijeni olmaktan sakınması gerektiği kadar, özgürlük-terör dengesini gözetmek, bunun ayrımını da yapmak zorundadır. Hedef göstermek, teşvik etmek, çarpıtmak, karartmak, bu yolla masum canların katledilmesine zemin hazırlamak basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü olarak görülemez. Bu en başta basın özgürlüğüne, gazetecilere ve gazeteciliğe haksızlıktır.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, batı ülkelerinin bu gelişmeleri anlamakta zorlandıklarını söyledi.
"RAZI OLMAM"
''Çünkü onlarda darbe girişimine müdahil olan, darbeye omuz veren, darbeye çanak tutan gazeteciler yok. Onun için meseleyi kavramakta zorlanıyorlar'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Burada açık açık ifade ediyorum; şiir okuduğum için mahkum olmuş bir başbakan olarak hiç kimsenin fikirlerinden, ifadelerinden, yazılarından dolayı hapis yatmasına razı olmam ve olamam. Fikirlerinden, yazılarından dolayı hiç kimsenin sokak ortasında hunharca katledilmesine göz yummam rıza göstermem.
Yürütme olarak bize düşen neyse onu yaparız ve yapacağız. Yasama olarak da üzerimize düşeni hakkıyla yerine getireceğiz. Hiç kimse umutsuz olmasın, hiç kimse yeise kapılmasın. Türkiye emin adımlarla engelleri aşarak, kaldırarak geleceğe yürüyor. Bugün 9 yıl öncesine göre çok farklı bir yerdeyiz. İnşallah 2023'de Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde çok daha farklı bir yerde olacağız. İleri demokrasi standartları ile güçlü ekonomisi ile bölgesinde ve dünyada aktif dış politikası ile inşallah Türkiye tarihine medeniyetine birikimine denk düşen bir seviyede olacak.''
AA