CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uludere'de 35 vatandaşın  öldürülmesi olayını '33 Kurşun' olayına benzeterek, "AKP'nin 33 Kurşununun 2011 versiyonudur bu. Orada da kaçakçılar öldürülmüştü, burada da kaçakçılar öldürülüyor. Orada silahlar, burada da uçaklar. Hükümetin derhal özür dilemesi lazım. Hükümetin derhal o bölgeye bakan göndermesi lazım. Hükümetin o yurttaşların ailelerinden özür dilemesi lazım. Sessizlik sorumluluğu ortadan kaldırmaz" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, medya temsilcileri ile kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi.
Uludere'de 35 vatandaşın yaşamını yitirdiği olaya değinen Kılıçdaroğlu, bu olayın ardından hükümetten hala bir açıklama yapılmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Nasıl bir hükümetle karşı karşıyayız? AKP sözcüsü konuşuyor, hükümetten ses yok. Hükümetin derhal özür dilemesi lazım. Hükümetin derhal o bölgeye bakan göndermesi lazım. Hükümetin o yurttaşların ailelerinden özür dilemesi lazım. Sessizlik sorumluluğu ortadan kaldırmaz ki. Merak ediyorum acaba Genelkurmay'ın açıklaması; 'istihbarat aldık' Kim verdi bu istihbaratı? Herhalde bir yetkili çıkıp soracaktır bunu. Nereden aldınız siz bu istihbaratı? Kendi ülkesinde istihbaratı kaos yaşayan bir ülke nasıl olur da Ortadoğu'da güçlü bir ülke olabilir? Bu soru herhalde sadece bizim aklımıza gelmiyor. Yabancı istihbaratçıların cirit attığı bir ülke konumuna geldi Türkiye" diye konuştu.

33 KURŞUN BENZETMESİ

Gazetecilerin değiştiği söylenen terörle mücadele konseptini nasıl değerlendirdiğine yönelik soruları üzerine Kılıçdaroğlu, "Terörle mücadelede hükümetin nasıl bir politika izlediğini biz henüz anlamış değiliz. Bu konuda herhangi bir bilgi verilmiş de değil. Ama bizim bu konudaki düşüncemiz çok net, açık, her yerde söyledik bu düşüncemizi" dedi.

Kılıçdaroğlu, dün Uludere'de yaşanan olaya '33 Kurşun' benzetmesi yapılması ile ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti:
"35 yurttaşımızın yaşamını yitirmesini '33 Kurşun' olarak telakki edebilir miyiz? Bu benzetme olur mu? Olur tabi. AKP'nin 33 Kurşununun 2011 versiyonudur bu. Orada da kaçakçılar öldürülmüştü, burada da kaçakçılar öldürülüyor. Orada silahlar, burada da uçaklar. Onun için 2011 versiyonu dedim."
Kılıçdaroğlu, söz konusu olayın ardından Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanı ve milli Savunma Bakanına yönelik istifa çağrılarını da, şu sözlerle değerlendirdi:

"Genelkurmay bir açıklama yaptı ve 'aldığımız istihbarata göre' dedi. Bu istihbaratı kim verdi? Önce bunu bir bilmemiz lazım. 'Şurada teröristler var, bombalayın' diye istihbarat verilmişse, onlar da görevlerini yaptılar o zaman. Önce o istihbaratı veren organı bulmamız lazım. Kim verdi bu yanlış istihbaratı?

İçişleri ve Savunma Bakanı istifa eder mi? Hayır efendim, nereden çıktı bu? Tam tersine koltuklarına daha da sağlam bir şekilde yapışırlar. Türkiye'de olumsuzluk arttıkça bakanlar açısından; onların koltuklarında kalış süresi uzuyor maalesef. Türkiye'de etik olmayan bir gelişme ama bu gelişme bizim arzu etmediğimiz bir tarzda onlar koltuklarına yerleşiyorlar ve daha rahat ediyorlar."

"CUMHURBAŞKANI, PARLAMENTONUN İTİBARINI İADE ETMİŞTİR"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün milletvekili maaş zammını veto etmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerin ede Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanının vetosunu son derece olumlu buldum ve yürekten kutluyorum. Milletvekili emeklilerine zam yapılması veya milletvekili aylıklarına zam yapılması hep kamuoyun dikkatini çekmiştir. Nedeni, bu tür zamlar hep gece yarısı operasyonuyla yapılmıştır. 90 yıla yaklaşan parlamento geleneği olan Türkiye'de hala biz zam yapılacaksa gece yarısı ek önergelerle bunu yapıyoruz, Bu bizi rahatsız ediyor, biz buna karşı çıktık.
Zam yapılacaksa Sayın Meclis Başkanı başkanlık divanına oturur, parlamento görüşür karar verir. Saydam, uygar bir ortamda karar verir. Eğer siz bir lira bile zam yaparsa dğru değil. Parlamentonun saygınlığına gölge düşürüyor. Sayın Cumhurbaşkanı parlamenton itibarını iade etmiştir. O yüzden kendisine yürekten teşekkür ediyoruz" dedi.

İHA