Haber 7’yi ziyaret ederek izlenimlerini aktaran AK Parti'nin AK Parti İzmir 1.Bölge Milletvekili Adayı Harun Özdemir, Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Yaşar İliksiz'e bölgesinde yaptığı çalışmaları ve İzmir için yapılmasını öngördüğü projeleri anlattı. Özdemir, kendilerinin yaptırdığı anket sonuçlarına göre İzmir için oldukça sürpriz ilginç veriler açıkladı.
Nasıl gidiyor seçim çalışmalarınız, ilk günler ile bugün arasında tempo değişikliği var mı?
Bir seçim stratejisi belirleyerek yola çıktık, ağırlıklı halkla ilişkilere dayalı bir çalışma olacaktı, soru sorulması halinde ise partinin şimdiye kadarki icraatları ve seçim bildirgesine göre cevaplar verilecekti. Şu anda ağırlıklı olarak halkla ilişkilere dayalı çalışmaları yapıyoruz. Sabah 10’da başlanılıp gece 22:30’a kadar bu çalışma devam ediyor. Günde bin, bin 500 civarında insanla görüşüyoruz. Her hangi bir hız kesme söz konusu değil ilk günkü azim ve şevk ile daha fazla çalışıyoruz ve çalışacağız.
AK Parti'nin İzmir listesi etkili olacak mı?
İzmir’de 30 ilçe belediye, 1’de büyükşehir belediyesi olmak üzere toplam 31 belediye bulunuyor. Bu 31 belediyenin 30’u Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetiminde bulunuyor. Siz tabi burada hangi kategoriyi uygularsanız uygulayın, seçim kazanma ile belli olur, bunun sonucunda ise kategoriler belirlenir. Tabi burada adayların üslupları ve profilleride çok önemli. Yani konuştuğu kitle kendisine yabancıysa burada kategoriksel ayrıma gider. Halktan kaynaklanan bir şey söz konusu değildir. Adaydan ve yanında çalışanlardan kaynaklı bir ayrım söz konusu olur. Ama bu kez oldukça dengeli bir milletvekili aday listesi oluştu. Adayları besleyen çalışma grupları oluşturuldu. İzmir’de Alevilerle çok iyi bir diyalog kurabilecek iki adayımız var. Doğrudan Roman bir adayımız var, iş çevrelerinden, üniversiteden, esnaftan, kırsal kesimden adaylarımız var. O yüzden her kesime hitap eden bir aday listesi oluşturuldu.İzmir’in tümünü kucaklıyoruz anlayacağınız…
İzmirliler’in AK Parti’ye bakış açısı değişti mi?
Şunu net söyleyebilirim ki, İzmir’de çok ağırlıklı bir şekilde halk değişikler çalışması var. Bu İzmir’in şimdiye kadar görmediği bir çalışma. Bu partiden yana, topluma kendisini sunma adına da çok ciddi bir fark yaratacak. İkinci bir şey ise CHP İzmir'de 30 belediye aldı, buda çok ciddi bir yük getirdi. Ancak CHP bu aldığı belediyelerin hakkını verdi mi? Bana sorarsanız vermedi. İzmir 1. bölgeyi ikinci kez gezdim, her gün ortalama bin kişiyle görüşme fırsatım oldu, halk orda ‘’Ne olur gelin bizi bu belediyelerden kurtarın’’ diyor… İzmir’de AK Parti’ye çok ciddi bir yöneliş var. Bunu görüyoruz ve önemsiyoruz.
‘AK PARTİ İZMİR’DE BİRİNCİ PARTİ OLACAK!’
İzmir’de halktan aldığım ışık sonucunda şunu söyleyebilirim ki; İzmir’de AK Parti birinci parti çıkacak. Birinci parti çıkmasının nedeni ise CHP’nin aşırı derecede başarısızlığdır. Bunu bir rakamlada açıklayabilirim. Şöyleki; AK Parti 8.5 yılda 19 bin km duble yol yapmış, CHP ise 10 yıla yakındır belediyelerde 5.5 km metroyu yapamamıştır. Şimdi bir tarafta 8.5 yılda 19 bin Km duble yol yapmış AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım, diğer tarafta 7 yılda 5.5 km metro yapan belediye sizce mukayese kabul edilebilir mi.
Peki CHP’nin şöyle bir söylemi var; ‘Merkezi hükümet bize yardım etmedi’, bu söylemi İzmir halkı kabul ediyor mu?
İzmir’in 2010 yılı bütçesi 1 kat trilyon 100 milyon trilyon idi, merkezi hükümetten aldıkları ödenek ise, 1 kat trilyon 18 trilyon idi. Bu kadar desteğe rağmen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ürettiği kaynak ise 82 trilyon… Böyle bir şey olabilir mi. Harcadıkları 12 liranın 11 lirası Ankara’dan. Yani ortada bir şey yokki, ortada kaynak üretemeyen bir belediye var. Yaptıkları mühendislik hataları, ihaleye verdiği şirketler... Anlayacağınız hatalar ve eksiklikler bir tane değil say say bitmez. O yüzden İzmir halkının hükümetin İzmir’e yaptığı desteği çok iyi bildiğini ve böyle bir söylemi kabul etmediklerini çok iyi biliyoruz.
İzmir için CHP’nin kalesi deniliyor ve buradaki halkta oy kullanırken bir şekilde kendilerini temsilci hissediyor ve oy tercihini ona göre kullanıyor. Peki AK Parti buna rağmen bu engeli aşabilecek mi?
İzmirliler diyor ki fikriyatımız değişmedi, ben laikim, ben Atatürkçüyüm ama oyum AK Parti’ye… İdeolojik çerçeve insana ancak bir dünya bakışı kazandırır, asla bu bir kilo domates etmez. Bir kilo domates ayrı bir beceridir. O yüzden işe hayata, mal ve hizmete ayrı bir şekilde bakmak lazım. Konuş konuş hiçbir şey ortada yok. Yani nasıl çıkacaklar Binali Yıldırım beyin karşısına çok merak ediyorum. Sonra insanlar ''İzmirliler AK Parti’ye oy verdiler, acaba İzmir’de Atatürkçü mü kalmadı’’ diyor, bu son derece yanlış bir düşüncedir. Yani icraat yapmamanın, hizmet götürmemenin gerekçesi asla Atatürkçülüğe sığınmak olamaz. İnsanlar Atatürkçü, laik ve demokrat olur, ama hizmet neredeyse oyunu tercihini o yönde kullanır.
Alevilerin İzmir’deki duruşu nedir?, AK Parti’ye sıcak bakıyorlar mı?ALEVİLERİN TALEPLERİNİ CİDDİYE ALAN TEK PARTİ AK PARTİ
Türkiye genelinde 1925’den AK Parti’nin açılımına kadar, devletin Aleviliği ciddiye almadığını tüm Alevi kesimi çok iyi bilir. İdeolojik olarak Alevilerin AK Parti ile ufak tefek sorunları olsa da, aslında herkes kendisiyle baş başa kaldığında bunu çok iyi bilir, bunu Romanlarda çok iyi bilir. Roman kavramını Türkiye’de yasallaştıran, eşit yurttaş standardına ulaştıran AK Parti’dir. Türkiye’de en net ve en yalın bir şekilde etnik kimliklere saygı gösterdiğini, doğal bir hak olduğunu, ama yurttaşlığın farklı bir şekilde tanımlanması gerektiğini, devlete karşı sorumluluğun başka olduğunu, bu sorumlulukların yanında bu etnik kimliklerin anadan doğarken yok sayılmayacağını AK Parti net bir şekilde söylemiştir.1990’dan beri Alevilerin Türkiye’deki sistem içerisinde isimlerinin anılmamasının, insanların inançları ve kanaatleri yönünde ibadet yapamadıklarının, yapsalar bile bunun anayasal güvence altında olmadığının net bir şekikde farkındayım. Türkiye’de laikliğin en temel sorununun alevi sorunu olduğunu da çok iyi biliyorum. Bunu farklı farklı yerlerde yüzlerce kez paylaştım. Anayasal haklarının kendilerine verilmesi gerektiğini her medya kuruluşunda çoğu kez dile getirdim. Bu işi ciddiye alan tek partide AK Parti oldu, şimdiye kadar 8 çalıştay gerçekleştirdik.
Ancak şunu çok iyi bilmemiz gerekiyor, politika başka bir şey, politik kanun çıkartılır bunu sonuçlarını uzun vadede görebilirsiniz, kanun bir sözleşmedir ve başkalarına örnek olabilir. Bu sözleşme başkalarının kulağına gittiği zaman, aklına düştüğü zaman çok farklı ciddi taleplere dönüşebilir. Bütün dünya Türkiye’nin iki sorunu çözmesini istemiyor birincisi Kürt sorunu ikinci ise Alevi sorunudur. Çünkü biri etnik biri inanç sorunudur, Türkiye bu iki sorunu çözerse eğer hızlı bir şekilde balkanlar da, Afrika’da, Kafkaslar da ve Orta Asya da model olacak. Bu modelin bölgede hakimiyet kurmuş olan büyük devletleri nasıl rahatsız edeceğini herkes çok iyi bilir. Türkiye’de AK Parti örnek bir parti durumda, ancak Türkiye’nin anayasası örnek değil. Türkiye’nin anayasının da örnek olması gerekiyor, çünkü kalıcı olan yasalardır. Türkiye anayasada bu sorunları çözdüğü zaman bakın göreceksiniz İran’da şeriat mı olacak?, yoksa Türkiye’nin anayasası mı olacak? göreceksiniz, Mısır’da, Sudan’da, Fas’da anayasal model mi öne çıkacak yoksa onların modelimi bize gelecek. Bu Türkiye’nin siyasal iktidarının yarattığı imajdr. Bu anayasal düzene de yansıtılabilirse, derin değişiklikler yaratacaktır. Bunu engellemeye çalışmak isteyenler iki noktada aşırı derecede rahatsız edici davranıyorlar, biri Kürt sorunu diğeri Alevi sorunu. Şuna binlerce kez şükredebiliriz ki; dedeler Alevileri şiddetten uzak tutmaya çalışıyor, birde Alevilerin bu konudan ötürü geçmişte sütten ağızları yandığı için daha duyarlılar.
Fakat Kürt sorununa geldiğimizde bu sorun bir türlü çözülemedi. Çözülemeyişinin nedeni bizim bir şeyleri anlatamamamız değil sorunun çok büyük oluşudur. Biz bu problemi toplumun önüne sunarken nasıl çözeceğimizi de anlatıyoruz. Ancak sanıyorlar ki biz Hakkari’nin sokağında iki tane vatandaşla uğraşıyoruz. Böyle bir şey yok. Geri planda bir çok işler gerçekleştiriliyor, büyük adımlar atılıyor.Peki burada Alevi sorunu Kürt sorunu ile ne kadar örtüşüyor?ÇÖZÜM SORUYU DÜZDEN SORMAK
Şimdi biri inanç sorunu diğeri ise etnik bir sorundur. 1925’de tekke ve zaafiyeler kapatılınca tarikat olan Alevilik sistem dışı kalmıştır. Lozan’da ‘asli unsur Türk, azınlık ise gayrimüslim’dir denilmiştir. Türkiye’de Türk uzun yıllar Müslüman olarak kullanılmıştır. TCK’nın 159. Maddesinde de Türk müslümandır, bugünkü ceza kanunda da müslümandır. Gün gelmiş stratejik bir kayma yapılmıştır. Bu kayma ile Türkiye’yi ırka dönüştürmüşlerdir. Başlamışlar Kürtler ve diğer ırklara ‘Neden Türk ırkından değilsin’ diye sormaya. Bu soru nereden çıktı, bunu kim üretti. Lozan’da olmayan TCK’ da olmayan bu soru ile toplumu gözyaşına ve kana bulamak kimin çıkarınadır. Hala insanlara şunu sormuyorlar ‘kardeşim sen Müslüman mısın, değil misin’ … Doğu’da Güneydoğu’da insanlara sorsunlar kardeşim sen Müslüman mısın, değil misin, orda nüfusun yüzde 99.2 Müslüman ama kimse bu soruyu sormuyor. Hangi ırktansın, niye Türk ırkından değilsin, bu sorunun cevabı yok. Bu sorunun cevabı kan ve gözyaşıdır. Biz burada soruyu değiştireceğiz. Alevilerde Müslüman. Biz soruyu tersten soruyoruz, biz bu soruyu düzgün bir şekilde sorucağız, diyeceğiz ki; ‘Müslüman mısın’…
Müslümanlık kimin Kürtçe konuşmasına engel olmuş, yani biri sorsun ben şu alfabeden yazacağım, İslamiyet kimin alfabesine engel olmuş. İslam Kültürü, İslam Tarihi müthiş problem çözücü tarih ve kültürdür. İçinde her şey yer bulabilir. Ama bir damla gözyaşı ve kan hepimizin içini acıtır. Onun için kültürel kaynakları inkar ederek, Fransa’dan bir filozof, İngiltere’den bir bilmem ne, bunlarla bir şey olmaz, bunlar Türkiye’nin gerçeği ve realitesi değildir.
İzmirliler, AK Parti’nin Anayasayı kendilerini memnun edecek bir değişikliğe ulaştıracağına inanıyor mu?
Ben çok bekliyorum biri bana anayasa konusunda bir soru sorsun. Çok gezdim dolaştım halkla sohbet ettim, gittiğim yerlerde vatandaşlara sordum, şikayetleriniz nelerdir diye bugüne kadar bana kimse böyle bir soru sormadı. Ancak sorarlarsa da ne olduğunu anlatırım, ama kimse sormadı, çünkü kimsenin böyle bir endişesi yok. Bu elit medyanın ürettiği bir sorudur.
Seçildiğiniz takdirde Ankara’ya gittiğinizde İzmir için yapacağınız öncelikli şey ne olacak?
Ben kalıcı yatırımlar ve istihdamdan yanayım. Öncelikli Çeşme ve Kuşadası arasında alternatif turizm bölgesi çalışmaları yapacağız. Burası için şu anda planlanan 100 bin yataktır. 100 bin yatak ise 150 bin istihdam yaratır. Şu anda Yunanistan ekonomisi çökmeye başladı, turizm çeken ülkelerde çok ciddi sorunlar var ve bir süre daha toparlanacak gibi görünmüyor. O yüzden İzmir hızlı yatırımlarla ciddi bir turizm kenti haline dönüşebilir. Ege’de ya İzmir olur ya da Yunanistan olur. İkisi bir arada olmaz. Uluslararası toplum iki merkezin potansiyeline bakar ve kararını verir, bu süreçte İzmir kendisini geliştirirse ki; AK Parti’nin 2013 yatırımları ile Yunanistan kendini çok fazla geliştiremez, kesin olarak geri gitmeye mahkumdur. Uluslar arası hedefimiz İzmir’i Yunanistan’dan daha yukarı çekecek yatırımları hayata geçirmek olacaktır.
Kaynak : haber7.com