BDP'li Kaplan'dan gaz bombası sonucu ölen kadın, çatışmada ölen terörist ve şehit askerler için özür diledi.
İlyas AKENGİN / DİYARBAKIR (AHT)
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde uğradıkları silahlı saldırı sonucu şehit olan 2 uzman çavuş, Batman'da gaz bombasının isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Hatice İdin, Tunceli'de çatışmada öldürülen 19 yaşındaki PKK'lı Mazlum Erenci ile ilgili olarak duygularını Twitter'dan paylaştı. Kaplan, "Siyasetçi-milletvekili olarak milyonlarca kez özür diliyorum. Gaz bombasıyla ölen ana, dağda ölen taş atan çocuk, ölen genç askerlerimizden. İnanıyorum ki cansız bedenleriniz üzerinden yükselecek insanlık feryadı, halk vicdanı bu kirli siyaseti, çıkmazı sona erdirecektir. Bu üç fotoğraf Türkiye'nin felaketi değil mi?" diye yazdı.
BDP'nin grup başkanvekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan son zamanlarda bölgenin değişik yerlerinde son 3 günde meydana gelen olaylarla ilgili duygularını paylaştı. Kaplan, yaşananlara karşı isyan içerisinde olduğunu belirterek, bu üç olayın insanlığın bittiği, vicdanın sustuğu ve demokrasinin üç kare fotoğrafını yazacağını ifade ederek, "1-Hatice İdin, 54 yaşındaydı, Şırnaklı barış anası, seçim kutlamaları sırasında kitleye bomba atıldığında Şırnak Devlet Hastanesi'ndeydi. Polis, hastane acil servisine gaz bombası atınca fenalaştı. Batman'a hastaneye götürüldü. 18 gün sonra vefat etti. Seçim günü sandığa beyaz elbiseleri ile gitmiş, ülkeye barış gelsin demişti. Eşi Botaş kuyularında işkence görmüş Irak'a sığınmıştı. İkincisi Mazlum Erenci. TMK (Terörle Mücadele Kanunu) mağduru taş atan, hapis yatan, ceza alan bir çocuk. Dağa çıktı, Dersim'de (Tunceli) operasyonda yaşamını yitirdi. Cenazesini taş atan çocuklar taşıdı, on binler uğurladı, duygu seli, öfke ruh hali vardı" ifadelerini kullandı.
"BİRLİKTE YAŞAMIN ÜÇ FOTOĞRAFI KRİZ DEĞİL Mİ?"
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde silahlı saldırı sonucu şehit olan 2 uzman çavuş için ise Kaplan şunları paylaştı:
"İnsanlığın bittiği, vicdanın sustuğu yer. Yüksekova'da yeni evli iki uzman çavuşun öldürülmesi. Kaldırımda resmi, yürek parçalayan üçüncü fotoğraf. Ölen ana, çocuk ve uzman çavuşlar hepsi bizim insanımız. Türkiye'nin krizi, acısı, sorunu değil mi? 3 fotoğraf Türkiye'nin felaketi değil mi? Türkiye'nin toplumsal barışın, demokrasimizin, meclisin, barışın, kardeşliğin, geleceğimizin, birlikte yaşamın en büyük üç fotoğrafı kriz değil mi?" şeklinde sordu.
"MECLİSİN GÜNDEMİNDE ŞİKE VE KÜFÜR VAR"
Bu gelişmeler yaşanırken Meclis'in gündeminde ise şike, tükürük, rest ve tehdit gibi konuların olduğunu belirten Kaplan, "Siyaset yönetebilme sanatı ise, insanlığın bittiği, vicdanın sustuğu bu üç fotoğraf, parti grup çıkarları öne konularak, ülkenin sürüklendiği felaket karşısında kibirli, mağrur restlerin, çözümsüzlüğün ne kıymeti var. Kaybedilen her an, bir insanımızın yaşamını kaybetmesi demek değil mi? İnsanların, insanlığın, vatandaşların en temel hak ve hürriyeti başında 'yaşamak hakkı' gelmiyor mu? Yaşamı vermediklerimize ne verebiliriz? İnsafın, vicdanın, adaletin, insanlığın sığınılacak limanına uğrayamayan, çözüm bulamayan siyasetin hepimiz sorumlusu değil miyiz?" dedi.
"ÜÇ OLAYDAN ÖZÜR DİLİYORUM"
Kaplan, "Siyasetçi-milletvekili olarak milyonlarca kez özür diliyorum. Gaz bombasıyla ölen ana, dağda ölen taş atan çocuk, ölen genç askerlerimizden. İnanıyorum ki cansız bedenleriniz üzerinden yükselecek insanlık feryadı, halk vicdanı bu kirli siyaseti, çıkmazı sona erdirecektir" şeklinde görüşlerini paylaştı.
Milyonlarca kez özür diliyorum
"Üç fotoğraf Türkiye'nin felaketi değil mi?"