İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan İhsan Balabanlı, 11 ve 17 no'lu CD'lerde adının geçmesinden dolayı suçlandığını belirterek, ''İddianamede, TSK'dan ilişiği kesilenler listesini hazırladığım iddiasıyla da suçlama var. Balyoz Planı'nı basından duydum, bu konuyla ilgili görevlendirilmedim ve kimseye görev vermedim'' diye konuştu.
Balabanlı, 1. Ordu Komutanlığında hazırlanan plan seminerinin yasal olduğunu ifade ederek, ''Plan seminerinde yaptığım sunum ile iddia edilen 'Balyoz Planı' arasında paralellik kurulmaya çalışılıyor. Bu paralellik asılsızdır. Kabul etmiyorum'' dedi.
''Balyoz Planı'' iddiasıyla hukuk ihlali yapıldığını, lehte delillerin iddianamede yer almadığını öne süren Balabanlı, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Duruşmada çapraz sorgusu da yapılan Balabanlı'ya üye hakim Ali Efendi Peksak, seminerdeki sunumunda, ''Komutanım, bölgede olan ve olabilecek olaylar tespit edildi. Sivil giyimli keşif yapıldı'' cümlesiyle neyi anlatmak istediğini sordu.
Yılda iki kez keşif yapıldığını belirten Balabanlı, ''Bu kastettiğim keşif, EMASYA'ya yönelik senaryonun uygulanmasıyla ilgili bir durumdur. Savunmamda da ifade ettim. EMASYA tatbikatlarına kaymakamlar, emniyet müdürleri ve komutanlar da katılır'' dedi.
Üye hakim Peksak'ın ''Sunumunuzdaki beyanınızda 'Zırhlı unsur kullanarak tespit edilen bölgelerde cezalandırma ve gözdağı yapılacaktır' terimi kullanmışsınız. Sıkıyönetim zamanı böyle bir göreviniz var mı?'' sorusuna Balabanlı, zırhlı birlik komutanı olduğunu ifade ederek, ''Buradaki sürat, cezalandırma terimleri zırhlı birlik terimidir. Burada ifade edilen cezalandırma, konuya ilişkin tespit yapılan bölgeden geçen tankların sesi ile bastırma şeklinde olmasıdır'' yanıtını verdi.
Söz alan tutuklu sanık eski 1. Ordu Komutanı emekli orgeneral Çetin Doğan ise seminerdeki keşfin EMASYA'ya ilişkin olduğunu, o bölgede görevli komutanın konuyla ilgili tespit yaptığını söyledi.
Doğan, toplumsal olaylara karşı güvenlik güçlerinin yeterli olmadığı yerde keşfi yapan askeri görevlinin o bölgede görev alması gerektiğini belirtti.
Üye hakim Murat Üründü'nün ''Meslek hayatınız boyunca keşif yapılan kaç seminere katıldınız?'' sorusu üzerine Balabanlı, görev gereği birçok seminere katıldığını ifade ederek, ''Bu seminerde gerçek yer isimleri kullanılmıştır. Kullanılan kişi ve yer isimleri sunumu hazırlayan komutana bağlıdır'' diye yanıt verdi.
Tekrar söz alarak, seminerlerde isme göre plan yapılmadığını söyleyen Doğan, sunumun darbeye göre değil olabilecek sıkıyönetime göre yapıldığını kaydetti.
Doğan'ın beyanı ile diğer sanık savunmalarının çeliştiğini söyleyen Üründü, ''Daha önceki sanıklar isim isim tasfiye edilecekler listesini kabul etmişti'' dedi.
Seminerde kişilerin tartışılmadığını belirten Doğan, ''Ben 'kişileri bilgileriyle ortaya koyun, anlatın' demedim. Bu uydurma 'Balyoz Planı' gibi değildir'' diye konuştu.
Gazeteci Banu Avar da duruşmayı bir süre izledi.
-DURUŞMA SALONUNDAKİ MİKROFONLAR-
Bu arada, bazı sanık avukatları, mahkemeye dilekçe vererek, duruşma salonuna yerleştirilen tavana asılı mikrofonların kaldırılmasını istedi.
Avukatların ortak hazırladıkları dilekçede, ''Avukatların kendi aralarında ve müvekkilleri ile yaptıkları görüşmeleri sesli ve görüntülü olarak kaydeden cihazların derhal kaldırılmasına karar verilmesini, aksi durumda böyle bir ortamda savunma görevinin yapılabilmesinin imkansızlığı karşısında, gerek ulusal ve gerekse uluslararası ilgili kurumlar nezdinde her türlü meşru girişimlerde bulunarak savunma hakkını savunacağımızı ve bu hakkın özgürce kullanılmasını sağlayana dek kararlılığımızı sürdüreceğimizi arz ve talep ederiz'' ifadesi kullanıldı.
Avukatlar, aynı dilekçenin, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi dışında, Avrupa Parlamentosu ve Birleşmiş Milletler Adalet Komisyonu, Avrupa Barolar Birliği, Türkiye Barolar Birliği, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) da aralarında bulunduğu 13 kuruma da gönderildiğini bildirdi.
Dilekçede imzası bulunan avukatlardan Hüseyin Ersöz, Türkiye Barolar Birliğinin olağan yönetim kurulu toplantısında, bu mikrofonların savunma hakkını ihlal ettiği ve avukatlık kanununa aykırı bir uygulama olduğu gerekçesiyle kaldırılması için İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesine ve HSYK'ya yazı yazılmasına karar verildiğini kaydetti.
AA
Kaynak : haber7.com