Rize Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul'da öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığınca dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü ile İl Jandarma Komutanlığındaki bazı görevliler hakkında yürütülen soruşturmada verilen takipsizlik kararına yapılan itirazı reddetti.
Rize Ağır Ceza Mahkemesince yapılan incelemede, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin Hrant Dink cinayeti öncesinde cinayete dair istihbarati bilgi mahiyetinde elde edilen bulgulara ilişkin 15 Şubat 2006 tarihli F4 haber raporu ile Hrant Dink cinayetine dair tasarının 17 Şubat 2008 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına bildirilmiş olduğu belirtildi.
Aynı konu ile ilgili olarak, bu ve benzeri iddia ve delilleri içeren soruşturma kapsamında Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığınca 2007/1235 sayılı soruşturma evrakı üzerinden araştırılıp ilgisi ve ihmali mahiyetinde sorumluluğu tespit edilen kişiler hakkında, Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 30 Ekim 2007 tarihli 2007/2815 esas, 2007/1016 sayılı iddianamesi ile dava açıldığını ifade eden mahkeme heyeti, yine aynı şekilde aynı eylemlere yönelik 28 Ekim 2008 tarih 2008/4010 esas sayılı soruşturma dosyası üzerinden Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığını, ilgili mahkemede yargılamanın yürütülmesinden, ortaya konan delillerin soruşturma kapsamında daha önce yapılan değerlendirmeye yeni olgu kazandırmadığı, daha önce haklarında kamu davası açılan kişiler hakkında kamu davası açılmasını gerektirir yeterli kanıta ulaşılmadığına hükmetti.
Mahkeme heyeti, bu nedenlerle Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına yapılan itirazın reddine karar verdi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı, 2007 yılında Dink cinayetine ilişkin Trabzon İl Emniyet Müdürlüğünün bazı görevlileri hakkında açtığı soruşturmada ''kovuşturmaya yer olmadığı'' yönünde karar vermişti. Dink ailesinin avukatlarının bu karara yaptığı itirazın reddine karar veren Rize Ağır Ceza Mahkemesinin kararı söz konusu dönemde kesinleşmişti.
Ayrıca, dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz'ün de aralarında bulunduğu 8 sanık hakkında Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesinde, ''görevi ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma'', sadece Albay Ali Öz hakkında ise Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ''görevi ihmal'' suçundan dava açılmıştı.
Dink ailesi, geçen yıl Trabzon'a en yakın ağır ceza mahkemesi olması sebebiyle Rize Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği bir başka dilekçede, Cumhuriyet Savcılığının Trabzon Emniyet Müdürlüğü ile İl Jandarma Komutanlığı görevlileri hakkında verdiği ''takipsizlik'' kararının, şüpheliler hakkında ortaya çıkan olguların araştırılmadan verildiği savunularak, kararın kaldırılması istenmişti.
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı ise emniyet ve jandarma görevlileri hakkında sonradan ortaya konulan yeni iddia, isnat ve delil bulunmadığını ve ileri sürülen hususların soruşturma evrakı içinde incelenip değerlendirildiğini belirterek, aynı konuda mükerrer soruşturma yapılamayacağından ''kovuşturmaya yer olmadığına'' karar vermişti.
Dink ailesinin itirazını değerlendiren Rize Ağır Ceza Mahkemesi kararında, her ne kadar Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ile Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkındaki soruşturmada ''takipsizlik kararı'' verilmiş ise de bu karara yapılan itiraz dilekçesinde kamu davası açılmasını gerektirecek olay ve delillerin belirtilebileceğini kaydetmiş, kararında Dink ailesinin sunduğu itiraz dilekçesi ve eklerinde ismi geçen tanık Emin Arslan'ın ifadesinin ayrıntılı bir şekilde tespiti ve Arslan'ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2007/972 sayılı soruşturma dosyasına verdiği ifadenin onaylı örneğinin getirilmesini ve ifadesinde isimleri geçen Levent Yarımel ile Eski Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın ayrıntılı beyanlarının alınması gerektiğini belirmişti.
Ayrıca, TBMM İnsan Hakları Komisyonunca Hrant Dink cinayetine yönelik alınan ifadeler ve raporun tespit edilip ilgili kişilerin gerekirse yeniden dinlenilmeleri ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken daha önce yapılan bazı işlemlerden bahsedilerek, ''kovuşturmaya yer olmadığına'' dair karar verilmesinin uygun görülmediğini belirten heyet, soruşturmanın genişletilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine işaret etmişti.
Mahkeme heyeti, bu nedenlerle Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının ''kovuşturmaya yer olmadığına'' dair kararına Dink ailesince yapılan itirazın kabulüne karar vererek, soruşturmanın genişletilmesine ve işin niteliği gereği eksik ve araştırılması gereken hususların soruşturmayı yürüten Trabzon Cumhuriyet Savcısınca yerine getirilmesine karar vermişti.
Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı ise kararı usul yönündeki eksiklikleri gerekçe göstererek Rize Ağır Ceza Mahkemesine iade etmişti. Dosyayı yeniden değerlendiren Rize Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay Genel Kurulunun 2007/247 esas, 2007/257 karar sayılı kararına atıfla soruşturma aşamasında birtakım eksiklerin tamamlanmadığının tespit edilmesi halinde soruşturma evresinin Cumhuriyet savcısınca tamamlanması gerektiğini belirtmişti.
Aksi durumun kabulü halinde soruşturma safhasının asıl yetkili Cumhuriyet savcısı varken istisnai yetkili olan Sulh Ceza Hakiminin soruşturma yapması sonucunda ulaşılacak durumun yeni CMK'nın getirdiği sistem ve yasanın amacına aykırılık oluşturacağını ifade eden Rize Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet savcısının soruşturmanın genişletilmesi işlemini yapmasına engel yasal bir düzenleme bulunmadığını, bu nedenle Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin reddedilmesine karar vererek dosyayı yeniden Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti.
Mahkemenin istediği bu işlemleri yerine getiren Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı ardından soruşturmada daha önce verdikleri ''takipsizlik'' kararının kaldırılıp kaldırılmayacağı yönünde karar verilmesi için dosyayı yeniden Rize Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.
Kaynak : haber7.com