Anmada konuşan Güney'in eşi Fatoş Güney, yaşadığı duygu yoğunluğu nedeniyle sözcükleri zaman zaman boğazında düğümlendi. Fatoş Güney, "Sinemacı, aktör, yazar, devrimci" olarak tanımladığı eşinin Kürtlerin, Alevilerin, ezilenlerin, emekçilerin tüm kesimlerin ve dünya halkalarının yanında yer almış, seveninin de, sevmeyenin de "adam gibi adam" dediği bir isim olduğunu söyledi.
Fatoş Güney, eşini şu sözlerle andı: "Vatandaşlıktan atılarak, 'hain' ilan edilen acı ve özlem içerisinde sürgünde olan bir Yılmaz Güney için buradayız. Taş duvarları ve demir parmaklıkları sinema perdesine çevirerek çığlığını dünyanın öbür ucuna duyurmayı başarmış bir Yılmaz Güney. Onun filmlerinin hepsi o günlerin iken sinema teknikleri, sansür ve olanaksızlıklara rağmen yaratılmış sinema mucizesidir. Sevaplarının hanesine altın harflerle yazıldı." Ardından 1979 yılında Selimiye Askeri Cezaevi'ndeyken eşinin kendisine gönderdiği ve ona verdiği cevap mektuplarını okuyan Güney'in konuşmasından sonra "Duvar" filmi gösterildi. Etkinlikte, Güney'in filmlerinin önümüzdeki yıl 40'a yakın belediyenin sanat etkinlikleri kapsamında gösterileceği belirtildi.
Yılmaz Güney, Paris Père Lachaise Mezarlığı'ndaki mezarı başında da anıldı. AvEG-Kon'a bağlı Türkiyeli Göçmen İşçiler Kültür Derneği (ACTİT), Fransa Demokratik Haklar Federasyonu (FDHF), Bir-Kar, Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), Odak ve Alınteri tarafından yapılan anma etkinliğinde, "Devrimci sanatçı Yılmaz Güney ölümsüzdür" pankartı açıldı.
KÜLTÜR SERVİSİ