- ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, “Suriye, Esad gitmedikçe hiçbir şekilde huzurlu, istikrarlı ve demokratik olamaz. Bizim açımızdan, uluslararası camia olarak belli bir plan çevresinde toplanmanın ve Suriye'den Esad’ı göndermenin zamanı geldi” dedi.
Clinton, Terörle Mücadele Küresel Forumu Koordinasyon Komitesi'nin Conrad Otel'deki toplantısının ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile ortak basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında, Suriye'de yaşanan olaylara değinen Clinton, "Amacımız, çabalarımızı attırarak Suriye halkına destek vermek. Çünkü durumun aciliyeti ortada. Rejimin desteklediği şiddeti biz gözlemledik. Dün de Hama'da bunu gözlemledik. Bunu vicdanımıza sığdırmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Beşar Esad'ın şiddetini 2 katına çıkardığını söyleyen Clinton, "Suriye, Esad gitmedikçe hiçbir şekilde huzurlu, istikrarlı ve demokratik olamaz. Bizim açımızdan, uluslararası camia olarak belli bir plan çevresinde toplanmanın ve Suriye'den Esad’ı göndermenin zamanı geldi. Dün akşam zirvede bu kapsamda yapabileceğimiz ve birlikte atabileceğimiz bir takım adımları tartıştık. Buradaki bir takım ana bileşenleri ve prensipleri söylemek istiyorum. Öncelikle Suriye Hükümeti, Annan Planı'nın tüm altı noktasını uygulamalı. Bunun içerisinde gerçek bir ateşkes de olmalı ve her taraf buna saygı göstermeli. İkincisi Esad tarafından gösterilecek olan güç transferi ve Suriye'den ayrılması. Üçüncüsü de geçici temsili hükümetin müzakereler aracılığıyla oluşturulmasıdır. Bizler, bu kapsamda bu prensiplere son derece bağlıyız ve biz aynı zamanda adaletn takipçisi olmak ve Suriye halkının beklentilerine cevap vermemiz gerektiğini düşünüyoruz. Burada demokratik temsiliyete ve içermeci bir hükümete geçiş yapılmalı. Askeri güçler ve güvenlik üzerinde sivillerin kontrolü olmalı, bu süreç hukukun üstünlüğü ve eşitlik ilkesi kapsamında tüm Suriyelileri içerecek bir şekilde yapılandırılmalı” diye konuştu.
Clinton, hala daha Esad rejiminin savunucusu olan kişiler olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Çünkü, değişiklikten daha fazla korkuyorlar. Biz ısrarlı bir şekilde pozitif, içermeci ve demokratik geçiş yol haritası üzerinde konuşuyoruz. İnsanların bu noktaya gelmesini, bu vizyona sahip olmasını da sağlamamız lazım. Onları Esad rejiminden uzaklaştırmamız lazım ki, onlar da daha iyi br geleceğin kendileri için hayalini kurabilsinler, hem kendileri, hem Suriye için. Aynı zamanda uluslararası camiayı da bu planın ardında birleştirmemiz gerekiyor. Erişilebilir bir plan kapsamında Suriye içerisinde protesto yapanlar, ayaklananlar, ölenleri de kapsayacak şekilde evrensel insan haklarına ulaştırmamız gerekiyor. Dün akşam yaptığımız toplantıda bu kapsamda herhangi bir ülkeyle çalışabileceğimizi, BM'nin Güvenlik Konseyi üyelerinin hepsiyle çalışabileceğimizi ifade ettik. Bu türden bir toplantı Esad'ın ve kendi rejiminin sonlandırılması prensibine, demokratik bir Suriye'ye yönlenmesi prensibine hizmet ettiği sürece mümkün olacaktır. Bu kapsamda tüm uluslara bu türden yaptırımları uygulamaları, gereken boşlukları doldurmaları için destek vereceğiz. Aynı zamanda bu kapsamda birlikte çalışan ülkeler arasında koordinasyonun da sağlanması çok önemli. Bu anlamda bir uzmanlar toplantısı bekliyoruz ve sivil muhalefetin katılımıyla yine Türkiye'de yapılacak bu toplantı. Gelecek hafta sonunda yapılmasını planlıyoruz. Ben Kofi Annan'la yarın görüşeceğim. Washington'da bir araya geleceğiz."
Suriye konusunda uzman olan danışmanından yarın Moskova'ya gitmesini istediğini kaydeden Hillary Clinton, danışmanının, Rusya Hükümeti ile politik geçişi tartışacağını dile getirdi. Kimsenin bu süreçte bu ölümlerin devam etmesinden memnun olmadığını ve herkesin rahatsızlık duyduğunu aktaran Hillary Clinton, “Bir arada ilerlemeye kararlıyız ve bu taahhüdümüzü dün bir kez daha tekrarladık. Dışişleri Bakanınız ve ben, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile birlikte ülkelerimizi ilgilendiren konuları gözden geçirebildik. Bu kapsamda ekonomik ortaklıkları özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki geçiş sürecinde güçlendirmek de var. Türkiye'ye yaptığım her ziyarette tekrarlıyorum, ABD, Türkiye'nin PKK ile olan mücadelesinde Türkiye'nin yanındadır, desteklemektedir. Bu süreçte yaşanan uzun süreli şiddet Türkiye'de binlerce yaşamın kaybına neden olmuştur” şeklinde konuştu.