İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, emekli Albay İbrahim Sezer ile Yücel Çipli'nin de aralarında bulunduğu 15 tutuklu sanık ile davanın konusunu oluşturan eylemlere ilişkin ''Gölcük Donanma Komutanlığında ele geçirilen belgelere'' dair soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Binbaşı Kemalettin Yakar ve bazı tutuksuz sanıklar katıldı.
Duruşmada tutuklu sanıklar Astsubay Kıdemli Çavuş Yiğit Ali Adlığ, Deniz Üsteğmenler Burak Çetin ve Deniz Mehmet Irak, Astsubay Başçavuş Ali Haydar Eser ve Yüksek Mühendis Albay Necmi Yıldırım savunma yaptı.
Necmi Yıldırım savunmasında, evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda suç unsuruna rastlanmadığını ifade ederek, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Devletin güvenliğine ilişkin dosyaların nasıl temin edildiğini bilmediğini ifade eden Yıldırım, Araştırma Merkez Komutanlığına ait askeri projelerin örgüt için ele geçirilip bazı firmalara pazarlandığı iddialarının tamamen mesnetsiz ve fiilen imkansız iddialar olduğunu ileri sürdü.
Tamamen uydurma iddialar ve komplolar sonucu 8,5 aydır tutuklu olduğunu dile getiren Yıldırım, gerçek faillerin, teknik olarak yaptıkları düzenlemelerle haklarında suç uydurduklarını öne sürdü.
Yıldırım, ''22 yıldır Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapıyorum. Bugüne kadar ne benim ne eşimin ne de çocuklarımın boğazından tek bir haram lokma geçmedi. Somut delil olmadan uydurma dijital verilerle alenen suç uydurulmuştur. Tahliyemi talep ediyorum'' dedi.
Mahkeme heyeti üyelerinden Birol Bilen'in, ''Hangi sebepten dolayı bu tür bir suçlamanın hedefi olduğunuzu düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Yıldırım, kendisinin de 8,5 aydır bu sorunun cevabını aradığını, ancak henüz tam olarak bulamadığını kaydetti.
Yıldırım, ''Su altı sistemleri çok kritik sistemlerdir, karmaşık teknolojilerdir. Biz küçük bir gruptuk ve tek işimiz sonar üretmekti. Belki de bu sebeple hedef seçildik'' diye konuştu.
Diğer tutuklu sanıklar da savunmalarında haklarındaki iddiaları kabul etmediklerini, dijital uydurma verilere dayandırılarak suçlandıklarını ileri sürüp, tahliyelerini talep ettiler.
Yıllık izinde olan Şeref Akçay'ın yerine Mahkeme Heyeti'ne başkanlık yapan Metin Özçelik, tutuklu sanık Esin Tolga Işık'ın savunmasının sonraki duruşmada alınmasına ve tutuklu sanık ve avukatlarının talep ve istemlerinin sonraki duruşmada değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 1 Temmuz Cuma gününe erteledi.
-İDDİANAMEDEN-
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, soruşturmayı başlatan ihbara ve soruşturmanın gelişim aşamalarına yer verilerek, elde edilen delillerden, şüpheliler İbrahim Sezer, Zeki Mesten, Tamer Zorlubaş, Mehmet Seyfettin Alevcan ve Yücel Çipli'nin, çevrelerine topladıkları diğer şüphelilerle birlikte suç örgütü kurdukları ve ayrı ayrı hücre yapılanmasına girdikleri, ancak örgüt kapsamındaki tüm faaliyetleri birlikte gerçekleştirdikleri belirtilerek, şüpheliler Ali Sabri Sanal, Mehmet Kutlu, Mehmet Aygün, Şafak Yürekli, Fahri Can Yıldırım, Kemalettin Yakar ve Birdem Çetinkaya'nın örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettikleri ifade ediliyor.
Suç örgütünün yaklaşık 5 bin kişinin kişisel verilerini hukuka aykırı olarak kaydettiği ve sakladığı, çeşitli kurumlarda görev yapan binlerce kişi hakkında toplanan bu detaylı bilgilerin, ancak ciddi bir hiyerarşik yapılanmaya sahip, örgüt mensupları arasında eylem ve görev paylaşımı bulunan, azami ölçüde gizliliğe dikkat edilen bir suç örgütünce gerçekleştirilmesinin mümkün olduğu belirtilen iddianamede, şöyle deniliyor:
''Örgüt mensuplarının, özellikle çalıştıkları kurumlardan elde ettikleri her türlü bilgi, belge ve materyalleri aynı zamanda örgütün arşivini de saklayan İbrahim Sezer'e gönderdikleri, örgüt mensuplarının özellikle şantaj amaçlı gizli görüntü elde edilmesi, casusluk faaliyetlerine yönelik gizli belge temin edilmesi, yine örgütün kullanmayı planladığı kişilere kadın ve yer temin edilmesi, örgüte düşman veya dost olan veya örgüt tarafından kullanılabilecek kişilerin belirlenmesi, ayrıca bu kişilerle ilgili kişisel verilerin kaydedilmesi işlemlerini yürüttükleri anlaşılmıştır.
Şüphelilerden ele geçirilen dijital verilerde yer alan gizli belgelerin mahiyeti, sayısı, bu hususta örgütün talimatları ve özellikle elde edilen belgelere ilişkin tutulan notlar göz önüne alındığında, özellikle devletin stratejik kurumlarına sızan örgüt mensuplarının çalıştıkları kurumlardan elde ettikleri devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri bağlı bulundukları örgüt yöneticilerine ulaştırdıkları, kendilerine bu belgeyi getiren ancak örgüt üyesi olmayan kişilere ücret ödedikleri, özellikle TÜBİTAK tarafından TSK için yürütülen ve ülke yararına gerçekleştirilen projeleri durdurmaya, yavaşlatmaya veya engellemeye çalıştıkları, casusluk faaliyeti kapsamında elde ettikleri bazı belge veya projeleri yabancı ülkelere pazarlamayı planladıkları, eylem ve faaliyetlerine devam etmek amacıyla çalıştıkları kuruma alınacak elemanlar arasına örgüt mensuplarını veya örgüte yakın kişileri yerleştirmeye çalıştıkları anlaşılmıştır.''
-CEZA İSTEMLERİ-
İddianamede, tutuklu sanık İbrahim Sezer'in ''suç işlemek amacıyla örgüt kurma, 33 kez özel hayatın gizliliğini ihlal etme, haberleşmenin gizliliğini ihlal etme, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenilmesi ve kayda alınması, kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme, fuhşa teşvik etme, devletin gizliliğine ilişkin belgeleri yok etme, sahtecilik yapma veya çalma, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etme ve yasaklanan bilgileri temin etme'' suçlarından toplam 60 yıl 8 ay ile 172,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Gözaltına alındığında TÜBİTAK'ta daire başkanı olan sanıklardan Yücel Çipli'nin ise ''suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme, devletin gizliliğine ilişkin belgeleri yok etme, sahtecilik yapma veya çalma, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, yasaklanan bilgileri temin etme, gizli belgeleri siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin etme'' suçlarından toplam 31 ile 58 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, temin ettiği gizli belgeleri örgüt üyelerine verdiği iddia edilen Tuğamiral Şafak Yürekli'nin, ''örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme, yasaklanan bilgileri temin etme'' suçlarından 2 ile 6 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
''Askeri okulda okuyan bazı öğrencilerin disiplin cezası almaması amacıyla örgütün talimatlarına uygun olarak aracı olduğu ve örgüt yöneticisi emekli Albay İbrahim Sezer'e elinde bulunan bazı belge ve bilgileri dijital ortama kaydedip ilettiği'' öne sürülen sanık Tuğamiral Fahri Can Yıldırım'ın da ''suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme'' suçundan 1 ile 3 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, Mehmet Seyfettin Alevcan, Zeki Mesten ve Tamer Zorlubaş'ın da aralarında bulunduğu 52 sanığın da 1 ile 115 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılması isteniyor.
Kaynak : haber7.com