Amerikan Noble şirketi tarafından, Rum tarafının sözde ''Münhasır Ekonomik Bölgesi''sindeki (MEB) 12. parselde yaptığı sondaj çalışmalarının sorunsuz devam ettiği ve deniz altındaki doğalgaz yataklarından jeolojik numuneler alınmasına önümüzdeki haftadan itibaren başlanmasının öngörüldüğü belirtildi.
Rum basın haberlerine göre, sondaj platformuna düzenli aralıklarla özel destek gemilerinden borular ve matkaplar naklediliyor; bunlar, sondaj derinliği büyüdükçe gerekli yerlere monte ediliyor.
Sondaj makinesinin, bugün veya yarın deniz tabanının altındaki ilk bin metreye yaklaşacağı, yakın zamanda deniz altındaki tabakaların basıncıyla ilgili ölçümlerin başlayacağı, öte yandan deniz altındaki yataklardan, analiz için ABD'ye gönderilecek olan jeolojik numuneler alınmasına ise önümüzdeki haftadan itibaren başlanmasının öngörüldüğü haber veriliyor.
''PAYLAŞIRIZ''A MUHALEFETTEN TEPKİ
Bu arada, Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, Kıbrıslı Türklerin, bulunacak doğalgazdan çözüm olmasa dahi faydalanmasının yolunun bulunacağını yönündeki açıklaması, Rum muhalefet partilerinin sert tepkisine yol açtı.
Ana muhalefet Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) Başkanı Nikos Anastasiadis, ''Hediye verirken daha faza düşünmemiz gerekir'' diyerek, ''Kıbrıslı Türkler elbette Kıbrıs vatandaşlarıdırlar, ancak böyle bir zenginlikten yararlanmalarının ve Türkiye'nin de daha fazla fayda sağlamasının yolunun, Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunmalarından geçtiğini bilmelidirler'' ifadesini kullandı.
DİSİ'dan yapılan açıklamada ise, Hristofyas'ın, KKTC'nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat döneminde sürdürülen Kıbrıs müzakerelerinde ''yaşanan ilerlemeyi'' o dönemde gizlediği, ancak şimdi açıkladığı belirterek, Hristofyas eleştirildi.
Demokratik Parti (DİKO) Başkan Vekili Nikolas Papadopulos da ''ne yazık ki Hristofyas'ın cömert hediyelerinin gittikçe arttığı'' eleştirisinde bulundu.
Papadopluos, ayrıca, ''Hristofyas'ın Kıbrıs Rum tarafının elinden çok önemli bir müzakere kozunu daha aldığını'' savundu.
DİKO Sözcüsü Fotis Fotiu da Hristofyas'ın Kıbrıslı Türklerin çözüm olmadan da doğalgazdan faydalanacakları şeklindeki ''çok genel açıklamasının düşündürücü olduğunu'' belirterek, ''Kıbrıslı Türklerin elbette tüm yasal 'Kıbrıs Cumhuriyeti' vatandaşlarına verilen haklardan faydalanabileceklerini, ancak bunun Kıbrıs sorununa doğru ve adil çözüm bulununca olabileceğini'' ileri sürdü.
Sosyalist EDEK partisi basın sözcüsü Dimitris Papadakis, Hristofyas'ın açıklamasını ''kabul edilemez'' olarak nitelendirdi.
EURO.KO partisinden yapılan açıklamada ise Hristofyas'ın, sözde ''Kıbrıs Cumhuriyeti''nin egemenlik haklarını iki toplumlu bir konuya dönüştürdüğü ve bu hakkı Türk tarafına verdiği eleştirisi yapıldı.
Rum Ekologlar ve Çevreciler Hareketi de doğalgaz gibi kaynakların sorumluluğunun ve kullanım yetkisinin toplumlara değil sözde ''Kıbrıs Cumhuriyeti''ne ait olduğunu iddia etti.
Rum yönetimi Sözcüsü Vekili Hristos Hristofidis ve AKEL partisi Sözcüsü Yorgos Lukaidis yaptıkları açıklamalarda Hristofyas'ı savundular.
Öte yandan Rum basını, eski Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos hükümetinde Ticaret Bakanı görevinde bulunan Yorgos Lillikas'ın, 2005 yılında yaptığı bir açıklamada, Kıbrıslı Türklerin doğal zenginliklerden pay alacaklarını söylediğini, ancak bu açıklamanın o dönem Papadopulos hükümetinde yer alanlar tarafından eleştirilmediğini anımsattı.
AA