Ulusal Geçiş Konseyi'nin (UGK) resmi internet sitesinde yeralan bilgide, 17 Şubat devriminin Libya halkı için hürriyet ve bağımsızlık hayalini gerçekleştirme hayalini kendine hedef edinen konseyin, doğuda Amsad kentinden, batıda Ras Cedir, kuzeyde Sirte'den güneyde Gatrun'a kadar tüm Libya'yı özgürleştirerek, barış, adalet ve refah yolunda birleştirmeyi amaçladığı belirtiliyor.
Batıl birçok ülkenin Libya'nın meşru yönetimi olarak kabul ettiği UGK'nın şu anki kapasitesiyle, ''şiddet sona erene ve Libya'nın devrik lideri Muammer Kaddafi ile onun baskıcı rejimi ortadan kaldırılana'' ve ''iktidarın serbest seçimle işbaşına gelmiş, ülkeyi, başkentin Trablus olduğu tam anlamıyla demokratik bir Anayasaya göre yönetecek bir hükümete bırakana'' kadar geçecek geçici bir dönem için görev yapacağı vurgulanıyor.
Resmi internet sitesinde UGK üyelerinin tarafsızlıklarını muhafaza etmek amacıyla gelecekte yapılacak seçimlere katılmama sözü verdikleri kaydedilerek konseyin, hür seçimleri organize etmek ve ''kuvvetler ayrılığı, insan haklarına saygı, ayrım gözetmeksizin herkes için sosyal adalet, tam siyasi ve ekonomik katılımı ve kadınların güçlendirilmesi'' ilkelerine dayalı bir anayasayı teşkil etmek suretiyle ülkeye demokrasi yolunda rehberlik etmeyi kendisi için en önemli amaç olarak gördüğü ifade ediliyor.
UGK'NIN YAPISI
Konsey'in başkanlığını Mustafa Muhammed Abdülcelil yaparken, yardımcılığını, başbakanı konumundaki iki numaralı isim olan Yürütme Kurulu Başkanı Mahmud Cibril üstleniyor.
Bir diğer başkan yardımcısı Abdülhafiz Goga olurken, Fatih Turbel gençlik, Ömer El Hariri askeri işler, Zübeyr El Şerif siyasi tutuklular, Fatih Muhammed Baca siyasi işler ve Salva Fevzi El Degali de hukuki işler ve kadınlar temsilcisi olarak görev yapıyor.
UGK'YI 54 FARKLI DERNEK OLUŞTURUYOR
Libya'da şubat ayında çıkan ayaklanmanın ardından Muammer Kaddafi'ye karşı silahlı mücadeleye başlayan muhalifler, Ulusal Geçiş Konseyi altında 54 farklı dernek etrafında toplanıyor.
Bu derneklerin en büyükleri 17 Şubat, Zaviye ve Ömer El Muhtar. Savaşın hemen başında oluşturulan bu derneklerin birçoğu zamanla işlevini kaybetmiş. Bingazi'nin farklı bölgelerinde derneklerin buluşma noktası bulunuyor. Cepheden dönen ya da yeni gidecek askerler buradan yönlendiriliyor. Dernekler askerlere tanıtım kartı da düzenliyor.
Derneklerin en büyüklerinden olan Ömer El Muhtar Birliği mücadeleye 560 kişiyle başlamış. Derneğin başında Kaddafi'den ayrılarak isyancıların safına geçen iki albay var.
Bu albaylardan Naci El Mağribi, Bingazi'de Kaddafi'nin askeri üssünden ilk tankları çıkaranlardan birisi. Tankların duvarları yıkarak birlik dışına çıkarılmasıyla halk, Kaddafi'nin Bingazi'deki merkezini ele geçirerek ağır silahlarla mücadeleye başlayabilmiş.
Ömer El Muhtar Derneğine bağlı savaşan kişi sayısı şu anda 70-80'e kadar düşmüş. 86 kişi ölmüş, 135 kişi de yaralanmış. Geri kalanlar ise çeşitli nedenlerle savaşı bırakarak kentlerine dönmüş.
Ömer El Muhtar Derneği ellerinde bulunan tanklarla Sirte yakınlarında kentin teslim olmasını ya da kentin silahlı mücadele ile ele geçirilmesi kararının verilmesini bekliyorlar.
Bu bekleme sırasında askerler ateş emri verilmediği halde zaman zaman tanklarla ve uçaksavarlarla Muammer Kaddafi birliklerinin olduğu bölgeye ateş ediyorlar.
Cephede bulunan muhaliflerden birçoğunun askeri eğitimi bulunmuyor. Uçaksavar ve tank kullanmasını cephede bazen de savaşırken öğrenmişler. Yaptıkları hatadan dolayı hayatını kaybeden birçok muhalif var.
Dernekler arasında tam bir koordinasyon sağlanamıyor. Ulusal Geçiş Konseyi askeri yetkilileri her derneğe korumaları ve savaşmaları için bir bölge veriyor. Her dernek kendi bölgesindeki kentin giriş çıkışını ve yollarını da denetliyor.
UGK'NIN YOL HARİTASI HAZIR
UGK, Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılacak demokratik seçimlere giden yolda atılacak adımları da belirledi.
Yeni hükümetin ''bir hafta veya on gün" içinde kurulacağını açıklayan UGK'nın planı, henüz tam olarak bitirilmeyen ''bağımsızlık bildirisi'' ile yürürlüğe girecek.
UGK Başkanı Mustafa Abdülcelil, bildirinin açıklanması için gereken şartlardan birinin, Muammer Kaddafi'nin yakalanması veya öldürülmesi olduğunu açıklamıştı.
Libya'nın tamamı kurtarıldıktan sonra bir başka hükümetin kurulacağını da açıklayan UGK'nın anayasa bildirisi ise, altı aylık çatışmaların ardından ülkenin yönetimi konusunda geçiş sürecindeki ana çerçeveyi belirleyecek.
Anayasa bildirisine göre, Libya ''başkenti Trablus, dini İslam, resmi dili Arapça olan ve İslami kurallara göre yönetilen demokratik ve bağımsız bir ülke'' olarak tanımlanıyor. Bildiride, azınlıkların ve toplumun tüm kesimlerinin hakları garanti altına alınıyor.
Devletin, çoğulculuk esasına dayanan bir demokratik siyasi sistem kuracağı belirtilen bildiride, bütün Libya vatandaşlarının kanunlar karşısında eşit olduğu, fikir, ifade, basın ve gösteri özgürlüğünün yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum örgütü kurma haklarının da garanti altına alınacağı ifade ediliyor.
Geçiş sürecindeki yönetim konusunda ise ''UGK'nın en yetkili merci'' olduğu belirtilirken, konseyin, nüfus yoğunluğunu yansıtacak şekilde seçilecek yerel konsey temsilcilerinden oluşacağı vurgulanıyor. UGK ayrıca, bir idare merkezi ya da ''geçici hükümet'' atayacak ve bir ''denetim bürosu'' kurarak, gelirlerin ve harcamaların denetimini yapacak.
Bağımsızlığın açıklanmasının ardından, UGK Trablus'a taşınacak ve 30 gün içinde bir geçiş hükümeti kuracak. Bağımsızlığın açıklanmasından sonraki 90 gün içinde ise, Ulusal Halk Meclisi'nin seçilmesi için gerekli kanunları çıkaracak, bir seçim komisyonu atayacak ve Ulusal Halk Meclisi'nin seçim sürecini ilan edecek.
200 sandalyeli meclis, bağımsızlığın ilanından sonraki 240 gün içinde seçilecek. Meclisin ilk toplantısında UGK kendisini feshedecek. Geçiş hükümeti, geçici hükümetin kurulmasına kadar göreve devam edecek. Meclis, ilk toplantısından sonraki 30 gün içinde, geçici hükümeti oluşturacak kabine listesini sunması gereken bir başbakan atayacak.
Ulusal Halk Meclisi, anayasa oluşturması için bir ''anayasa kurucular kurulu'' atayacak. Bu kurul, ilk toplantısından sonraki 60 gün içinde Meclise taslak anayasayı sunacak. Sonraki 30 gün içinde ise anayasa referanduma sunulacak. Eğer referandum üçte ikilik çoğunluk tarafından kabul edilirse, bu taslak ''anayasa'' olarak onaylanacak. Eğer reddedilirse, kurul bu taslağı yeniden yazmak zorunda kalacak ve 30 gün içinde tekrar referanduma sunacak.
Ulusal Halk Meclisi, anayasanın kabulünden sonraki 30 gün içinde seçim kanununu çıkaracak ve bundan sonraki 180 gün içinde ise genel seçimlere gidilecek.
AA