Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şehit kanlarıyla, gazilerimizin kanlarıyla yoğrulmuş bu topraklar üzerinde kimseye operasyon müsaadesi veremeyiz. Her zaman şunu söyledik: Adil, kapsamlı ve kurucu iki devlet anlayışı kabul edilmediği sürece burada bir adım atılması mümkün değildir'' dedi.
Erdoğan, Ercan Havaalimanı'nda KKTC Başbakanlığı otobüsünün üzerinde meydanda toplanan vatandaşlara seslendi.
''Yarın 20 Temmuz sizlerle birlikte yine Kuzey Kıbrıs'ımızda Özgürlük Bayramımızın yeni bir yıl dönümünde birlikte olacağız'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''1974 hiç bir zaman bizim anılarımızdan çıkmıyor, çıkmayacak. Biz, artık farklı bir sürecin içerisindeyiz, kimse ama kimse Kuzey Kıbrıs'ın Türk'üne hiçbir zaman kalkıp da kölelik uygulamasını yapamaz. Kimse kendine göre kuracağı hesaplarla Kuzey Kıbrıs üzerinde çeşitli planlar uygulayamaz. Ne ambargo ne izolasyon. Bunların hiçbirisi Kuzey Kıbrıs'a uygulanamaz.
Biz et ve tırnak gibiyiz. Kim ki bu vücudun azalarını, uzuvlarını birbirinden ayırmak istiyorsa yanlış bir yoldadır. Şunu iyi bileceğiz: Bu topraklar şehitlerimizin, gazilerimizin kanlarıyla yoğrulmuş topraklardır. Dolayısıyla şehit kanlarıyla, gazilerimizin kanlarıyla yoğrulmuş bu topraklar üzerinde kimseye operasyon müsaadesi veremeyiz. Her zaman şunu söyledik: Adil, kapsamlı ve kurucu iki devlet anlayışı kabul edilmediği sürece burada bir adım atılması mümkün değildir.''
''Şu anda Kıbrıs diye bir devlet yoktur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vardır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır'' diyen Erdoğan, Burgenstock'ta gerçekleştirilen görüşmelere değindi.
Erdoğan şöyle devam etti:
''Oturduk konuştuk ama onlar buna sadık kalmadılar. Biz sadık kaldık. Siz sadık kaldınız, yüzde 65 'evet' dediniz. Ama Güney yüzde 75 'hayır' dedi. AB müktesebatında böyle bir yapı yoktur. Sözlerinde durmadılar ama; siz sözünüzde durdunuz ve biz haklıyız. Şimdi dünyanın neresine gidersek gidelim, sizin o tavrınız her yerde bizim haklılığımızı ifade ediyor. Biz onlara şunu söylüyoruz. Diyoruz ki; 'siz bizden ne istediniz? Referandum. Yapıldı mı bu referandum? Yapıldı. Peki Kuzey sizin arzularınız istikametinde 'evet' dedi mi? Dedi. Güney 'hayır' dedi. Peki siz onları ödüllendirdiniz. Kuzey'e ne yaptınız?''
Türk tarafının haklı olduğunu, haklı olduğu için de güçlü olduğunu ifade eden Erdoğan, KKTC'lilere, ''Sevgili kardeşlerim, şunu unutmayın; biz biriz, beraberiz, tek yüreğiz. Sizlere Anavatan'dan getirdiğim selam ile sesleniyorum. Aramıza fitne-fesat sokmak isteyenlere, sakın ha aldanmayınız'' diye seslendi.
Erdoğan, en kısa zamanda Kuzey Kıbrıs'ın, alt yapısıyla, üst yapısıyla daha güçlü bir hale geleceğini dile getirerek, yarın da bir çok yatırımların açılışının yapılacağını anlattı.
Bu alt yapı, üst yapı çalışmalarının daha hızla devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Duble yollarla inşallah Kuzey Kıbrıs'ımızın her yanını tamamıyla ulaşımda farklı bir konuma ulaştıracağız. Temelini biliyorsunuz Mart ayında attık. Artık Türkiye'den, burada da oluşturacağımız barajlara suyumuz geliyor. 3 yıl içinde bu projeyi tamamlayacağız. Artık Kuzey Kıbrıs'ın tamamıyla su sorunu diye bir şeyi olmayacak.
Elektrik enerjisi sorunumuz zaten yok. Ama Güney'in halini görüyorsunuz değil mi? Fakat şu anda sizler, Türkler olarak Rumlara bir insanlık dersi verdiniz. 'Bizde var, size de elektrik veriyoruz' dediniz. Aksi birşey yapmadınız. Niye? Çünkü bizlere yakışan o da onun için.
Sevgili kardeşlerim, bu akşam bazı programlar var, bir taraftan onları halledeceğiz. Ve yarın anma törenlerinde sizlerle bir arada olacağız. Şunu unutmayın; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bir kardeşiniz olarak, tüm bakan arkadaşlarımla, hükümetimiz olarak, milletimiz olarak biz sizleri seviyoruz. Ve birliğimiz, beraberliğimiz gücümüz olacaktır. Bunu unutmayın. Ve bu gücümüzü inşallah kimse zafiyete uğratamayacaktır.''
EROĞLU İLE GÖRÜŞTÜ
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan Erdoğan'ı, KKTC Cumhurbaşkanlığı'nda kabul etti. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantıda konuşan Erdoğan, görüşmenin çok çok verimli ve faydalı geçtiğini belirtti.
Erdoğan, yarın, Barış ve Özgürlük Harekatının 37. yıl dönümünün kutlanacağını hatırlattı. ''O günden bugüne bizler heyecanımızdan hiç birşey kaybetmiş değiliz'' diyen Erdoğan, aynı heyecanı yaşadıklarını ve geleceğe dek de bu heyecanın artarak devam edeceğini vurguladı.
Erdoğan, ''61. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak, ilk ziyareti KKTC'ye yapmak suretiyle herhalde ne ifade ettiğimizi tekraren ortaya koymuş bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte de değişen hiçbir şey olmayacaktır. Bu böyle bilinmeli'' diye konuştu.
Kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun Cenevre'de BM Genel Sekreteri ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Başkanıyla bir araya geldiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ama bugüne kadar bir çok görüşmeler yapıldı. Her zaman KKTC olumlu tavırlar sergilerken, ne yazık ki Güney Kıbrıs tarafı olumlu tavır sergilememiştir. Sadece bu iki taraf arasında mı böyle oldu? Hayır. Aslında böyle olmasını teşvik eden sebepler, nedenler de olmuştur. Bildiğiniz gibi 2004 yılı bu noktada çok anlamlı bir yıldır. Bu süreç içerisinde hep Kuzey Kıbrıs'tan istenen şu olmuştu; referanduma 'evet' densin.
Referandum noktasında Kuzey Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bu noktadaki talebine yüzde 65 ile -o zaman tabii Annan Planı'ydı- 'evet' demiştir. Güney Kıbrıs, yüzde 75 ile 'hayır' demiştir. Ve o zaman Avrupa Birliği üyesi ülkeler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ağırlıklı 'evet' demesi halinde 'bizler bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz' demelerine rağmen, AB müktesebatına ters bir karar vermişlerdir.''
O günleri bizzat yaşadığını ifade eden Erdoğan, ''Ve bakın hala Annan'ın hazırladığı rapor -Mayıs 2004- açıklanmamıştır. Bu da düşündürücüdür. Niye açıklamıyorlar? Neden açıklamıyorlar? Bu da ilginçtir. Bütün bunlara rağmen, gerek Sayın Talat gerek Sayın Eroğlu sabırla bu süreci devam ettirmişlerdir'' dedi.
Şimdi de 19 görüşme planlandığını anlatan Erdoğan, ''Temenni ederiz ki, bu 19 görüşmede o beklenen sona ulaşılır. Bizim de garantör ülke Türkiye olarak temennimiz bu. Ve aynı temenniyi garantör ülke Yunanistan'dan da bekliyoruz. Hatta yine garantör ülke İngiltere'den de bekliyoruz. Şunu çok açık, net olarak ortaya koymamız gerekir. Kimse bizden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı'nın muhatabı olmayı beklemesin. Hiçbir zaman biz orayı muhatap alarak masaya oturmayız'' şeklinde konuştu.
''HAKLARI OLMAYAN BİR AVANTAJI YAKALADIKLARINI ZANNEDİYORLAR''
Başbakan Erdoğan, illa bu konuda bir şey yapılmak isteniyorsa, kendilerinin Yunanistan tarafına da tekliflerini götürdüklerini ve ''bu işi dörtlü yapalım'' dediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
''Yunanistan, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olarak oturalım. Hatta bana zaman zaman 'Boğaz'da bir balık yiyelim' diye Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nden teklifler gelmiştir. Ama bu balığı dörtlü olarak yiyebileceğimizi kendilerine söyledik. Hatta gerekirse beşli de bunu yaparız dedik. Tabii şu ana kadar buna yanaşamadılar. Yanaşmak da istemiyorlar. Biz dik duracağız. Dikleşmeyeceğiz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti şu ana kadar dik durmuştur, dikleşmemiştir. Bizler burada et, tırnak anlayışı içerisinde sürecimizi koruyacak ve devam ettireceğiz. Bundan sonraki süreçte de yine aynı anlayışla bunu sürdüreceğiz. Çok samimi olarak bir düşüncemi ifade etmek istiyorum, Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimizi ifsad etmeye çalışan bazı marjinal gruplar çıkabilir. Bu marjinal grupların oyununa hiçbir zaman benim Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerim gelmemelidir. Çünkü sizin birliğiniz, sizin beraberliğiniz, sizin tek yürek oluşunuz asıl gücünüz olacaktır.
Bu gücünüzü koruduğunuz sürece de bilesiniz ki kimse, ama kimse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde herhangi bir spekülasyon yapamaz, oynayamaz. Ve tabii ki bütün bu adımların varacağı da bir nokta var. Yani bıçak kemiğe dayanmamalı ve dayanmadan da bu iş çözülmeli diye düşünüyoruz.''
Bunu uluslararası camiada da bugüne kadar hep dillendirdiklerini kaydeden Erdoğan, çünkü Türk tarafının şu anda bir adım önde olduğuna dikkati çekti.
Rumların geride olduğunu ve Türk tarafının haklılığının olduğunu aktaran Erdoğan, ''Onlar haklı değil. Onlar şu anda hakları olmayan bir avantajı yakaladıklarını zannediyorlar, ki bu da Avrupa Birliği üyesi ülkelerin günahıdır. Nitekim bazı liderlerin 'Onları almanız hatalı olmuştur' demelerinin altında yatan gerçek de budur'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Hatta şu anda siyasetin dışında olup hatıralarını yazan liderlerin, bu konuda biliyorsunuz çok ağır ifadeleri vardır, güneyle ilgili. Bu gerçekler ortada olduğuna göre, biz aynı kararlılıkla Anavatan ve Yavruvatan el ele bu sürecimizi devam ettireceğiz. Kimse bu birliğimizi de beraberliğimizi de bozamayacaktır. O marjinal gruplar hele hele hiç bozamaz, bundan kimsenin endişesi olmasın. Her geçen gün Kuzey Kıbrıs daha ileri, daha ileri gidecektir. Alt yapısıyla, üst yapısıyla, siyasi gücüyle, hiç endişeniz olmasın, daha ileride yerini alacaktır'' şeklinde konuştu.
EROĞLU: KKTC TÜRKİYE'YE YÜREKTEN BAĞLI
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC halkının Anavatanı Türkiye'ye yürekten bağlı bir halk olduğunu vurgulayarak, ''Bizler nereden nereye nasıl ve kimlerle geldiğimizi bilen bir halkız'' dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin sonunda, Erdoğan ile ortak basın açıklaması yaptı.
Başbakan Erdoğan'ın 20 Temmuz'un 37. yıldönümünde aralarında bulunmasından mutlu olduklarını belirterek, Erdoğan ve ekibine teşekkür eden Eroğlu, KKTC halkının Anavatanı Türkiye'ye yürekten bağlı bir halk olduğunu vurguladı.
''Bizler nereden nereye nasıl ve kimlerle geldiğimizi bilen bir halkız'' diyen Eroğlu, ''20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı olmasaydı bugün nerelerde olunacağını tahmin bile etmekte zorlanacaklarını; Filistin'den beter olunacağını'' belirtti.
Eroğlu, Filistin misal gösterildiği zaman, ''çok şükür ki Anavatanımız var. Yoksa Filistin halkının başına gelen Kıbrıs Türk halkının başına gelecekti'' dediğini anımsattı.
''Bugün, 1974 Mutlu Barış Harekatı'nın yarattığı coğrafya üzerinde Türkiye ile birlikte kurdukları devleti Türkiye ile birlikte yaşattıklarını'' vurgulayan Eroğlu, müzakere masasında, Kıbrıs'ta yaşayabilir, kalıcı bir anlaşmaya varabilmek için uğraş verdiklerini kaydetti.
1974 öncesine dönmemek için, Kıbrıs'ta varılacak anlaşmanın 1974 öncesi yaşananları ve bugünkü gerçekleri dikkate alarak hayata geçirilmesi gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle konuştu:
''Bu kararlılık içinde müzakereleri sürdürüyoruz. Anlaşma arayışı içerisindeyiz ve samimiyetle bu müzakereleri sürdürüyoruz. Bir anlaşma niyeti taşıyoruz. Karşı taraf da bu niyeti taşırsa elbette bir anlaşmaya varılabilir. Çünkü uzun yıllardan beri tartışılan Kıbrıs konusu herhalde daha fazla tartışılmaya gerek duyulmaz. Tartışılmayan tarafı kalmamış bir konudur çünkü.''
YUNAN DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
Yunanistan Dışişleri Bakanı Stavros Lambrinidis, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs ile ilgili açıklamalarının "Ada'daki sorunun çözümüne yardımcı olmadığını" iddia etti.
Lambrinidis, Kıbrıs barış harekatının yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs'ı ziyaretinin, BM Genel Sekreteri'nin iki toplumun liderlerini Cenevre'ye davet ettiği döneme denk geldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Buna karşın, Türk Başbakan, kara yıldönümü arifesinde, işgal bölgesine yasadışı ziyareti öncesinde, Omorfo'yu (Güzelyurt) ve Rizokarpaso'yu (Dipkarpaz) iade etmeden Kıbrıs sorununun 'B' planıyla çözümünden söz ediyor ve Türkiye-AB ilişkilerini dondurmakla 'tehdit' ediyor. Bu açıklamalar Kıbrıs sorununun özünün işgal ve devam eden istila konusu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Türkiye, karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm için gerekli olan niyeti gösterme yerine, boşuna AB'ye ne şekilde oluşacağını ve çalışma şeklinin nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalışıyor."
Açıklamasında, Türkiye'nin 1974'te Kıbrıs'a olan müdahalesiyle "uluslararası yasal düzeni ihlal ettiğini" iddia eden Lambrinidis, "Kıbrıs konusunun Yunan dış politikasının önceliğini oluşturduğunu ve Türk askerinin Ada'dan ayrılmasının, Türk-Yunan ilişkilerinin tamamen iyileştirilmesinde önkoşul olduğunu" belirtti.
Lambrinidis açıklamasında ayrıca, "Yunanistan'ın, Rum Kesimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, Ada'da BM kararları ve kuralları ile AB'nin değerleri ve müktesebatı temelinde kalıcı, işleyebilir adil bir çözüm sağlanması yönündeki girişimlerini ve çabalarını yakından desteklediğini" kaydetti.AA