Bursa'ya Uludağ Üniversitesi'nin 2011-2012 akademik yılı açılış törenine katılmak üzere gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Olay Televizyonu'nda canlı yayına katıldı. Dış politika ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Arınç, Kıbrıs Rum kesimi ile İsrail'in yaptığı Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama anlaşmasının ardından yaşanan süreci anlattı. Kıbrıs Rum kesimi ile İsrail'in yaptığı anlaşmanın ardından Türkiye'nin de boş durmadığını belirten Arınç, "Türkiye de KKTC ile anlaşma yaptı. O da şimdi sismik araştırmalar, arkasından da petrol ve doğalgaz aramaya başlıyor. Bu sefer onlar bize koştular. 'Aman ne olur bir itilaf çıkmasın'. Çıkmasın da, bunu başlatan sizsiniz. Artık susan, göz yuman Türkiye yok" diye konuştu.
"PAPANDREU, 'BENİM RUMLARLA KONUŞMAM LAZIM' DEDİ"
Bu olayın ardından Papandreu ile Başbakan'ın telefon görüşmesinde nelerin konuşulduğunu kimsenin bilmediğini ifade eden Bülent Arınç, bu telefon görüşmesini şöyle anlattı:
"Ne konuşulduğunu bilmiyorsunuz, ama ben biliyorum. İki şey konuşuldu. Biz Yunanistan'la yüksek stratejik iş birliği yapıyoruz. Geçtiğimiz sene mayıs ayında 10 bakanı sayın Başbakan aldı ve Yunanistan'a gitti. Büyük takdir aldı. Türkiye Yunanistan'a iş birliği teklif ediyor. Başbakan, 'Biz size ne yapabiliriz' diyor. Şimdi bunun karşılığının Türkiye'ye yapılması lazım. Papandreu öncelikle 'Türkiye'deki toplantıyı ne zaman yapacağız' diye sordu. Kasım ayına söz verildi. Ben onların şahidiyim. İkincisi ise, 'Kıbrıs açıklarında bir sıkıntı olmasın' dedi. Bizim cevabımız, 'Kıbrıs'taki müzakere sürecini engelleyecek bir harekete karşıyız. Rumlar başlatıyor. Dolayısıyla Türkiye olarak biz de münhasır ekonomik bölgede kendi imkanlarımızla bu aramayı yapacağız. Hiçbir şey dinlemeyiz. Deniz kuvvetlerimiz yolda, gerekirse uçaklarımız da bu aramayı koruma altına alacak' oldu. Papandreu da 'Haklısınız. Onlar yapıyorsa, siz de yapabilirsiniz. Ama gerginlik olmasın' dedi. 'Gerginlik bizden yana olmaz. Sayın Eroğlu, BM Genel Sekreteri'ne 4 maddelik bir plan sundu. 'Eş değerli zamanda bu aramaları keselim, geleceğe bırakılım. Müzakere sürecini bir an önce bitirelim. Rumlarla müşterek güney ve kuzey kesim kendi arasında bir komisyon kursun. Bu aramaları birlikte yapsınlar. Çünkü Hristofyas'ın bir sözü var. 'Burada bir zenginlik elde edilirse, buradan Türklere de bir pay veririz' diyor. Lütfediyor beyefendi. Diyorlar ki 'Sen bunu söylüyorsun, ama sonra vermezseniz? 'Benim sözüm senettir' diyor. Bizdeki Kılıçdaroğlu gibi! 'Benim adım Kemal. Onun adı da Hristofyas' Böyle abuk sabuk şey olmaz. Papandreu'ya 'Eroğlu'nun bu teklifini biz Türkiye olarak evet diyoruz' dedik. O'da dedi ki 'Makul. Benim Rumlarla konuşmam lazım' dedi ve selam kelamla iş bitti."
"LİEBERMAN ÖNCE BİR BARDA FEDAİLİK YAPTI, SONRA DÖNDÜ BAKAN OLDU"
Türkiye ile İsrail arasındaki gerginlik ile ilgili de görüşlerini açıklayan Arınç, İsrai'in hükümet politikasının sert, kavgacı ve ırkçı olduğunu vurguladı. "Kendi içinde barışık olmayan bir İsrail Hükümeti var. Kavgacı, savaş ve tamtam çağlıkları atan" diyen Arınç, "Uluslararası basın şu anda İsrail'in giderek yalnızlaştığını, sadece Türkiye'nin dostluğundan mahrum kalmadığını, ABD'nin bile artık kendilerini savunmakta güçlük çektiğini, AB üyesi ülkelerin de artık neredeyse sırt döndüğünü ifade ediyorlar. Kaybeden biz değiliz. İsrail bugün uluslararası hukuku tanımadığı için Türkiye tarafından 'şunları yapmazsan seninle ilişkilerimi düzeltmem' diye bir muameleye maruz. Bizim bu haklılığımızı herkes teyit ediyor. Bizde giderek İsrail'in giderek yalnızlaştığını görüyoruz. Bütün bölgede izole edilmiş bir İsrail var. İsrail'in kendi içinde de sorunları var. Sorunların çözümü, Lieberman'a ne kadar tahammül edeceklerine bağlı. Lieberman daha önce Moskova taraflarında bir yerlerde bar fedailiği yapıyordu. Sonra döndü hükümette bakan oldu. Yani onun tavrı İsrail'in kendi içinde de münakaşa konusu" dedi.
"BDP'NİN MECLİSE GİRECEK OLMASI DÜĞÜN BAYRAM EDİLECEK BİR ŞEY DEĞİL"
BDP'nin yeni dönemde meclise girme kararı değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "BDP'nin meclise girecek olması bayram düğün edilecek bir şey değil. CHP de önceleri yemin etmedi, sonra etti. Ve yasama çalışmalarına katıldı. Ancak CHP ve BDP gelmediği zaman da mecliste çalıştık. Yasama çalışmalarına başlamak için bir eksiğimiz yok, ama temsilde bir eksiklik olmaması bakımından her milletvekilinin mecliste olması lazım. Davulla zurnayla davet etmedik görevlerini hatırlattık. 'Gelirseniz iyi olur' dedik. Gelecekler, ama bundan sonra ne yapacaklar? Önemli olan bu" diye konuştu.
İHA