10 bin tutsak açlık grevine giriyor
Cezaevlerindeki tüm PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, 12 Eylül’de başlayan süresiz-dönüşümsüz açlık grevinin amacının “kimseye diz çöktürmek” olmadığını belirterek, “Kimseye şantaj yapmıyor, bizlere karşı uygulanan hiçbir şantajı da kabul etmiyoruz” dedi. Tutsaklar, taleplerinin “ana sütü kadar helal olan en temel insani, sosyal ve siyasal haklar” olduğunu kaydetti. Açıklamada açlık grevi eyleminin 5 Kasım’dan itibaren bir üst aşamaya çıkarılacağı, hasta, yaşlı ve çocuklar dışında tüm tutsakların greve katılacağı bildirildi.
ANF’ye ulaşan tutsakların açıklaması şöyle: “Halkımızın ve Türkiyeli devrimci demokrat çevrelerin, halkımızın dostlarının, Kürdistan ve Türkiye metropollerinde gerçekleştirdiği serhıldanları büyük bir coşkuyla selamlıyoruz.
Halkımız bu görkemli direnişler ile önderliğine, özgürlüğüne, evlatlarına, ülkesine ve değerlerine sahip çıktığını, çıkacağını dost düşman herkese göstermiş ve büyük bir kararlılıkla ilan etmiştir.
Ulusal birlik ruhu ile ayağa kalkan halkımız ve, halklarımızın özgürce bir arada yaşaması, özgür geleceğin inşası şiarıyla serhıldan da yer alan halkımızın dostları-devrimci demokratik çevreler, AKP devletine hiç unutmayacağı tarihi bir ders vermiş ve özgürlük perspektifinden geri adım atmayacaklarını göstermişlerdir.
Tüm Kürdistan halkına ve devrimci demokratik kamuoyuna çağrımızdır:
Serhıldana kalkan halklarımızın karşısında hiçbir güç dayanamaz. Halkımızdan ve dostlarımızdan isteğimiz, beklentimiz, bu serhıldanın bir-birkaç günle sınırlı tutulmaması, özgürlüklerimizi kazanana kadar yürütülmesidir. Herkes bilmelidir ki, özgürlüğün şafak vaktindeyiz ve özgürlüğümüzü elde edinceye kadar bu zalim rejime karşı mücadelemizi kesintisiz serhıldanlarla sürdürmeliyiz. Bu nedenle sonuç alıncaya kadar, durmadan-dinlenmeden her yeri serhıldan alanına çevirmek boynumuzun borcudur.
Duyarlı kamuoyuna; tüm demokratik ve insan hakları çevrelerine:
Amacımız kimseye diz çöktürmek değildir. Kimseye şantaj yapmıyor, bizlere karşı uygulanan hiçbir şantajı da kabul etmiyoruz.
Bizler; özgürlük tutsakları olarak, bu eylemimizle, ana sütü kadar helal olan en temel insani, sosyal ve siyasal haklarımızı kamuoyuna ve tüm dünyaya duyurmak istiyoruz.
Zulümle abad olunmaz, diyoruz; halkımıza uygulanan zulme son verilsin, diyoruz; zulümle abad olanın sonu berbat olur, diyoruz.
Erdoğan ve tayfaları bilmelidir ki, bu zulüm düzeni, bu bezirgan saltanatı, bu zalim rejim ve onu yürütenlerde abad olamayacak, sonları berbat olacaktır.
Cevap istiyoruz:
Tüm dünyaya sormak istiyoruz: Kim ana dilimizde eğitim ve savunma hakkımıza yok diyebilir, yok sayabilir? Kim bir halkın önderine uygulanan tecrit ve işkenceyi normal görebilir, görmezden gelebilir? Kim barışın ve halklarımızın bir arada yaşamasının tek anahtarı ve güvencesi olan önderliğimizle müzakerelere karşı çıkabilir? Kendine insanım diyen herkesten bu sorularımızın cevabını istiyoruz.!
Bizi halk olarak yok sayan, görmezden gelen, özgürlüğümüzü tanımayan bu sisteme artık yeter, êdi bese! diyoruz.
Kürt sorunun barış içinde ve demokratik yöntemlerle çözümü için, halklarımızın bir arada kardeşçe yaşaması için, özgürlüğümüz ve onurumuz için, bedenlerimizi ölüme yatırıyoruz.
Bilinmelidir ki, bu eylemimiz, aynı zamanda vicdanlara bir çağrı, zulüm altında inleyen bir halkın çığlığı ve halkımıza, halkımız şahsında tüm insanlığa yapılan hakarete bir dur demektir.
İleri sürdüğümüz taleplerin muhatabı AKP hükümetidir. Sonuç alıncaya kadar eylemimiz devam edecek ve her gün yeni katılımlar olacaktır.
Tüm halkımıza ve kamuoyuna ilan ediyoruz:
12 Eylülde başlattığımız süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemimiz bu gün 54. güne girmiş bulunmaktadır.
Bu gün itibarıyla eylemimizi bir üst aşamaya çıkarıyoruz. 5 Kasım tarihinden itibaren,
Eylemimize 10 bin kişiyle devam edeceğiz.
5 Kasım 2012 pazartesi gününden itibaren, Kürdistan ve Türkiye deki tüm cezaevlerinde; hasta, yaşlı ve çocuklar dışında kalan tüm tutsak arkadaşlarımız, süresiz dönüşümsüz açlık grevine dahil olacaklardır.
AKP hükümeti, başbakan Erdoğan ve tüm kesimleri uyarıyoruz:
Eylemimize ciddi yaklaşmayan, karalamak ve etkisini kırmak için her yola başvuran, gerçekleri ters-yüz ederek saptırmaya çalışan sorumlu tüm çevreleri ciddi olmaya davet ediyoruz.
Taleplerimizin karşılanmaması durumunda, yaşanacak olumsuzlukların sorumluluğu ve vebali AKP hükümeti ve başbakan Erdoğan da olacaktır.
Bizler, halklarımızın birlikte yaşama iradesini ve toplumsal barışımızı tehlikeye sokacak bir sonucun önüne hep birlikte geçelim diyoruz. Bilinmelidir ki, bununda yolu, taleplerimizi yok saymak, eylemimizi karalamak, tüm dünyanın gözleri önünde, televizyon ekranları ve Avrupa’larda yalan konuşmak değil, aksine taleplerimize olumlu karşılık vermekten geçiyor.
Değerli Kürdistan halkı ve ailelerimiz:
Halkımızın serhıldanı ile buluşan açlık grevi eylemimiz, ulusal birliğe ve iradeye dönüşerek, tarihi bir rol oynayacak ve tarihsel sonuçlar yaratacaktır. Bizlerin buna inancı tamdır ve tüm halkımızın-dostlarımızın da buna inanmasını istiyor, bekliyoruz.
Kardeş Türk halkına, Türkiye de yaşayan tüm halklara, duyarlı tüm çevrelere eylemimize güç katmaya, ve ayağa kalkan halkımıza el vermeye, destek olmaya çağırıyoruz.
Kazanan halklarımız olacak, kazanan özgürlük olacak, kazanan barış olacak, kazanan halklarımızın geleceği ve demokrasisi olacak; kaybeden komplocular ve özgürlük düşmanları olacaktır.”